evde bile soğuk bir şey içecekken pipet kullanıyorum,
o pipeti ısırmadan içtiğimde tat alamıyorum,
kremalı gofrete -veya püskevite- kaymaklı goflet-kaymaklı büsküğü diyen bir ananem var,
hıh işte o kaymaklı gofleti ya da büsküğüyü, ikiye ayırmadan yiyemiyorum,
yalnızken asansöre binemiyorum,
yırtık çoraplarımı atmaya kıyamıyorum,
yürüyen merdivende kenar korkuluğa yaslandığım zaman, hareketin etkisiyle bana her sürtünmesinde biri beni taciz ediyor sanıyorum. sinirle dönüp sadece merdiven kenarı olduğunu görünce -oha sikseydin bari** diyorum...
benden daha güzel bir kız gördüğümde **, ilk vitrin camında kendime bakıyorum.
yakışıklı bir erkek gördüğümde diksiyonum otomatik olarak düzeliyor *
hiç mangodan alışveriş yapmadım,
gezmek için bile girmedim amk, ezikliğe gel,
etek giydiğimde altından kısa tayt giyiyorum. düşer müşerim marka olmayayım diye.
adriana limanın güzelliğini ölümüne tartışırım, hatta bu uğurda cenk ederim. kezban vol.8964478931456314555
sofraya otururken, sandalyeyi hızla çekmesiyle, her seferinde masanın ayağına çarpıp, sofradaki bütün sıvılara küçük çapta deprem yaşatan keko benim...
