öldürüldükleri zaman namusun temizlendigine inanilan gencecik kizlar, belki de tek suclari erkeklerle konusmak birakin elini tutup sokaklarda gezmeyi... bir ailenin kendi öz kizlarinin nasil gözlerini kirpmadan ölüm fermanini imzalayacaklari, onun ölüsünü morgtan alma zahmetine bile katlanmamalari, hapse giren, daha biyigi bile terlememis erkek kardeslerin "pisman degilim, yine olsa yine yaparim. namusumu kurtardim." aciklamalari,... benim gibi sirti kuru, simarik bir ankara bebesine cok yabanci geliyor bütün bunlar... ama düsünmeden de edemiyor insan yine de; kurtarilan gercekten namus mu, yoksa trafik isarertleri olmayan, bozuk bir yola son sürat sürmek mi arabayi?