albert einstein'ın deyimiyle "ağaca tırmanma yeteneğine göre bir balığı sorgulayan zihniyet" tarafından yerin dibine sokulan kıvırcık.
bu adam, fm ağzıyla, mc diye tabir ettiğimiz bir oyuncuydu. bu seneye kadar da o bölgede, emre'yle yan yana gayet başarılı maçlar çıkartıyordu. rakip takım hücuma çıkarken önde basıyor, alan daraltıyordu. sonra bu adam hücumcu yanını keşfetmeye, ya da daha aktif olarak kullanmaya başladı. artık takım atağa kalkarken o da basketbolda "trailer" diye tabir ettiğimiz adam oluyordu. kaleyi karşısına alıp attığı gollerle bir çok maçı kurtardı.
alex'i takımda istemeyen aykut kocaman, hücum yönü ağır basmaya başlayan baroni'yi alex'in bölgesinde, fm oynayanların bildiği gibi, amc olarak oynatmaya başladı. artık baroni'yi alex'in veliahtı olarak atamıştı aykut hoca. forvete daha yakın oynamaya başlayan baroni de defansif görevlerini unutmanın ve boşlamanın yanı sıra, yeni bölgesine adapte olamadığı için hücuma da eskisi kadar katkı verememeye başladı. hayır, bu adamın oyununu beğendiğim ve adamı savunduğum sonucu çıkarılmasın bu entryden.
demem o ki sevgili sözlükçüler, bu adamın bu duruma düşmesinde sorumlu baroni'den olmadığı bir tip oyuncu çıkarmaya çalışan aykut hoca mıdır, yoksa bir türlü yeni rolüne alışamayan baroni mi? adama sallamadan önce bunu bir tartmak, ölçmek ve biçmek lazım.