yine yaşlılarla göz göze gelmemek için cam kenarında olduğum bir gündü. ve bir kız gelip yanıma oturdu. entel bir tipe benziyordu. kulaklık takmış şarkı dinliyordu ve elinde suç ve ceza kitabı vardı dostoyevski'nin. her neyse işte, dinlediği şarkı türünü çok merak etmiştim. bir uçumluk su gibiydi kız. hapşurdu ve peri tozları etrafa saçılmıştı. çok yaşa dedim, gülümsedi ve sen de dedi. o sırada inmek için ayağa kalktı ve kulaklık telefondan çıktı, ne çalıyor dersiniz? ben bir bethoven, bir keman senfonisi, efendime söyleyeim bir mozart beklerken çalan şarkı 'o yana da bu yana da salla evir çevir kıvır çevir salla salla salla salla salla titret' olması beni derinden yaralamıştı. o peri tozları falan hepsini bir kenara koydum ve suratına tükürdüm. geberesice.