benim dinimi kabul edeceksin deyip savaşan insan

entry16 galeri
    5.
  1. --spoiler--
    Kendilerine savaş açılan kimselere, zulme uğramaları sebebiyle savaşmalarına izin verildi. Şüphesiz Allah onlara yardıma Kadirdir (Hacc Sûresi, 39)

    Bu ayetin ilk muhatapları, islamın ilk safında yer alan Hz. Peygamber ve ashabıdır. Mekkede iken baskıya, hatta ölüme varan işkencelere tabi tutulmuşlardı. Bir kısmı, Hz. Peygamberin tavsiyesiyle Habeşistan a gitti. Geriye kalanlar da daha sonra Medine ye hicret etti. Fakat burada da rahat değillerdi. Hemen her gün Mekkeliler saldırdı, saldırıyor gibi haberler duyulmaktaydı. Müslümanlar böyle bir vasatta iken, kendilerine savaş izni verildi.

    Savaşla ilgili bir başka ayette ise şöyle denilir:

    Sizinle savaşanlarla sizde Allah yolunda savaşın. Haddi aşmayın. Allah haddi aşanları sevmez. ( Bakara Sûresi, 190)

    Ayette şu gibi hususlara dikkat çekilmiştir.
    1-Sizinle savaşanlarla savaşın Yani, sizinle savaşmayanla savaşmayın. Nitekim Hz. Peygamber, komutanlarına kadınları, çocukları, yaşlıları, mabetlerde kendini ibadete verenleri öldürmemelerini sıkı sıkıya tembih etmiştir.
    2- Yapılan savaş fi sebilillah yani Allah yolunda olmalıdır. Başkaları yeni ülkeler ele geçirmek, hammadde kaynaklarına sahip olmak gibi gayelerle savaşıyor olabilirler. Fakat bir müslüman ancak Allah yolunda savaşır. Yani, yeryüzünde zulmün, fitnenin, kaosun önüne geçmek gibi gayelerle mücadele eder.
    3- Savaş esnasında veya sonrasında haddi aşmak, taşkınlık yapmak caiz değildir. islamiyet, öldürürken de güzel öldürmeyi emreder. Mesela, işkenceyle öldürmek veya kulak-burun kesmek gibi taşkınlıkları yasaklar.

    Bir başka ayet-i kerimede ise şöyle buyrulur:
    “Size ne oluyor ki, Ey Rabbimiz, bizi halkı zalim olan şu memleketten çıkar. Bize, tarafından bir sahip gönder. Bize katından bir yardımcı gönder diyen erkek-kadın ve çocuklar için Allah yolunda savaşmıyorsunuz (Nisa Sûresi,75)

    Bu ayet-i kerimede, bir beldede müslümanlara zulmedilmesi ve inançlarını diledikleri gibi yaşamalarına engel olunması halinde o ülke ile savaş yapılması tavsiye edilir. Savaş sonunda müslümanlar zulümden kurtulur, din ve vicdan hürriyetine kavuşurlar; o ülkenin halkı ise islâmı kabul edip etmeme konusunda serbest bırakılırlar.

    Netice itibariyle şunları söyleyebiliriz:

    islamda asıl olan savaş değil, barıştır. Fakat insanlara zulmedilmesi veya bir devletin başkasına saldırması gibi durumlarda savaş söz konusudur. Böyle bir durumda islam savaşa izin verir. Yoksa, dünyada hiç savaş yokken islam böyle bir şey ihdas etmiş değildir. islamı savaş dini olarak görenler, kendi tarihlerine baktıklarında tarihlerinin hemen her dönemlerinde savaş olduğu realitesiyle karşı karşıya geleceklerdir. Dolayısıyla, islamda savaş hükümlerinin olması islam için bir eksiklik olmayıp, bilakis bir kemaldir. Zira ayetlerde ve hadislerde bildirilen hükümlerde, savaş gibi kaçınılması mümkün olmayan bir realite, bedevi-vahşi bir görüntüden çıkartılıp medeni- insani bir şekle getirilmiştir.
    --spoiler--
    0 ...