Tammuz, Suriye ve Lübnan'da tapılan bir ilah olan Dumuzu'nun ibrani dilindeki karşılığıdır. incil'de (Hezekiel 8:14) bahsi geçen Tammuz, iÖ 2000 civarında, 25 Aralık günü, Suriye'nin Gebal (modern Gebail, Yunanca Bublos)5 şehrinde Mylitta isimli bir bakireye doğan bir yaşam-ölüm-yeniden doğuş tanrısı'dır; mağarasından sabah çıkar, gece döner, aradaki sürede gökyüzünü tavaf eder.
Yunanlılar onu Adonis olarak tanır; sözcük, Fenike dilinde ve ibranice'deki Adhon'dan gelir. Babil mitolojisi, Dumuzu ya da Tammuz'u simgeleyen vahşi bir yaban domuzunun katlettiği yakışıklı bir çoban olarak anlatır. Tammuz, mucizeler göstermekte, hastaları iyileştirmektedir. insanoğlunun kurtarıcısı olmak için meşakkatli bir ölüme katlanmış; bir takım beyanlara göre üçüncü gün yeniden dirilerek ebediyen kutsanmış yeni bir hayata başlamıştır.
Tammuz'un ölümü, Suriye ve Filistin'in nebatatın telef olduğu uzun, kurak yazlarını; dirilerek hayata dönmesi ise yağmur mevsiminde yeniden canlanan çatlamış toprakların bereketli bitkilerle örtülmesini simgeler veya ölümü soğuk, sert kışın, yani mitolojik yaban domuzunun, dirilişi ise yemyeşil bir baharın anlatımıdır.
inanın, azizler, Efendiniz geri verildi,
Dirilen Efendinize inanın;
Tammuz'un tahammül ettiği acılarla
Tedarik edilmiştir bizim kurtuluşumuz.
Yukardaki dizenin yazarı Knidoslu Ctesias, iÖ 400 civarında, Knisdos da [Datça] yaşamış hekim ve tarihçidir. Pers kraliyet arşivlerini temel aldığı söylenen Persica isimli yirmi üç ciltlik Asur ve Pers tarihleri, Homeros'un Epik veya Homeros Yunancası olarak bilinen dilde yazdığı ilyada ve Odiseya'sından farklı olarak, iyonya lehçesinde kaleme alınmıştır. Ctesias'ın tarihçiliği, genel kabulün dışında bilgiler ihtiva ettiğinden zaman zaman tartışmalı olmakla birlikte, Homeros'un inanırlığını yer yer sarsmış olduğu da bir gerçektir.
Tammuz'un dirilişi her yıl suyla yıkanma ve yağla meshedilme işlemlerini içeren bir yas ayiniyle anılır. Akadlara ait bir metinde, Figan eden erkekler ve kadınlar, bana Onunla gelin, diye yazar, ölüler mezarlarından çıksınlar ve tütsüyü koklasınlar. Arkaik ibraniler, Temmuz'un yasının tutulduğunu Eski Ahit'te şöyle anlatır: Ve Rab evinin şimale doğru olan kapısının girilecek yerine beni getirdi ve işte, Tammuz için ağlayan kadınlar orada oturmakta idiler. Ve bana dedi; gördün mü âdemoğlu? Yine bunlardan büyük mekruh şeyler göreceksin. [Hezekiel, 8:14-15] Tammuz'un dirilişi ile Akat toprakları yeniden bereketlenir, mevsimsel ve günlük döngü surer.
Diyonisus (ya da Diyonisos) dininin Trakya'da başladığı ve bilinen dünyaya, yani Yunanistan, Mısır ve Baküs olarak bilindiği Roma'ya, oradan yayıldığı kabul edilir. Bununla birlikte, Diyonisus isminin eski Yunanistan'ın tarih öncesi Miken şehrinde bulunan Linear B tabletlerinde yer almış olması, ilah'ın kökenlerinin Akdeniz'de, Minos medeniyetinin (iÖ 3000-1000) hüküm sürdüğü, Girit'te olduğuna işaret etmektedir.
Homeros destanlarında adı geçen Eski Truva kentini ortaya çıkaran Alman Arkeolog Heinrich Schliemann'ın (1822-1890) bulguları ışığında, Miken medeniyetinin izini süren ingiliz Arkeolog Sör Arthur John Evans, (1851-1941) Knosos, Girit'te farklı bir medeniyetin izlerini bulur. Kökleri Miken medeniyetinden çok daha eskilere giden bu görkemli uygarlığa ait yaklaşık 5000 tablette kullanıldığı görülen yazıya, Linear B yazısı denir. iÖ 2000 lerden itibaren kullanıldığı anlaşılan bu yazı, yumuşak kil tabletler üzerine iğne uçlu bir stilus ile yazılır. Mezopotamya'daki örneklerinin aksine, tabletler ateşte pişirilmemiş, kendiliklerinden kurumaya bırakılmış olduklarından, günümüze ulaşabilmiş olmaları şans eseridir.
Diyonisus'a tapınma, isa'nın doğumundan birkaç yüzyıl öncesinde başlar. Roma'nın ve Roma halkının anıtsal bir tarihini yazan Titus Livius (iÖ 59-iÖ 17) Diyonisus itikadının iÖ 186 yılındaki esaslarını nakleder, Julius Cesar (iÖ 100-iÖ 44) döneminde resmen tanınmış olan sırları yazar.
Diyonisus, bakire Semele'den doğar. Babası, Zeus'tur. Bazı kaynaklarda bir hayvan yemliğine yerleştirildiği ve mağarada büyütüldüğü söylenir ki, baba Zeus da öyledir. Tammuz gibi Diyonisus da bir yaşam-ölüm-yeniden doğuş ilahı'dır. Bazı metinlerde '' kuzu'' ile özdeşleştirilir; diğer isimleri ise Krallar Kralı, Biricik Öz-oğul, Kurtarıcı (Soterios), Kefil, Hamil-i Günah, Meshedilmiş Olan, Alfa ve Omega şeklindedir.