gülen gözlerindeki o vecihi ruhu ile bizlere yaşattığın "sevdasından vazgeçmeyen romantik" karakterinle,
biricik sultanımız türkan şoraya deli gibi aşık saf bakkal olmanla yada ikinci baharını yaşarken yine sevgisi türkan şoraya bitmek tükenmek bilmeyen ali haydar rolünle ne çok neşeli günler yaşattın bize...`
okuduğum yıllarda badi ekrem olarak beden eğitimi dersimize sen gelseydin keşke... ne çok çekirgen olurdu o zaman biliyo musun?
benim için "o şimdi asker" dediklerinde de kumandanım husamettin olur muydun?
sen, milli piyangonun yılbaşı çekilişinde en büyük ikramiyeyi kazanan mesudiyeli mesut olsan da yüreğinde her zaman bir züğürt ağa vardı.
bazen de komik kötüydün sen... faşo ağaydın veya çiçek abbasa yapmadığını bırakmayan şakirdin yada ne biliyim galatada şekerpare yapılmasını bile yasaklayan komiser ziverdin... öyle sevdik seni biz...
amerikadan dönen amerikalıydın ama arabesk olmak sana çok yakışmıştı...
tosun paşada "lütfücüğüm" olarak yaptığın numaralar ters dönse de namussuz namuslu olmayı öğrettin bize...
hıyarto olmak sana hiç koymadı... eşkiyaların bulaşıklarını da yıkasan, sen en büyük "eşkiya" idin...
ne çok hakkını yediler muhsin beyin.. oysa ne çok çabalamıştı ali nazik için... sen aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni olsan da senin sanat filmi yapmanı anlayamadılar... gölge oyunundaki perde mi inmişti onların gözlerine nedir?
en sonunda n'olcak biliyo musun? her birimiz çıplak vatandaş olup döküleceğiz yollara ve hep birlikte şener şen cinneti geçireceğiz gönül rahatlığıyla...
senin de dediğin gibi şener abi:
- allaaaaaaaaaaaaaaaaahhhhhhhhhhhhhhhhh.........