ak parti başkanlık sistemi

entry7 galeri
    2.
  1. Başkanlık sistemi güçlü iktidarlar kuruyor

    bekir bozdağ anlatımıdır.:

    Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, parlamenter sistemin güçlü iktidarlara karşı pek çok tuzaklarla, tehditlerle dolu olduğunu, ancak başkanlık sisteminin güçlü iktidarlar kurduğunu belirterek, ''Çünkü iktidarı veren halktır, değiştiren de halktır'' dedi.

    Bozdağ, Konya Baro Başkanlığı'nca Konya Ticaret Odası'nda düzenlenen ''Yeni Anayasa ve Hükümet Sistemleri'' panelinde yaptığı konuşmada, başkanlık sisteminin başarısı için dar bölge seçim sisteminin de uygulanması gerektiğini belirtti.

    Başkanlık seçimiyle beraber dar bölge seçim sistemi uygulanmazsa bu sistemin başarılı olamayacağını ifade eden Bozdağ, ''ikisini beraber uygulamak lazım. Dünyadaki başarılı örneklere bakıldığında, ikisinin beraber uygulandığını görüyoruz. Bu sistemde vekiller halkın iradesine göre her yerden bir tane çıkacak. Dolayısıyla yüzde 50'den fazlasının oyunu alarak seçilecek. Bugün milletvekilleri bağımsız mı- Değil. Çünkü milletvekillerini genel başkanlar yazıyor sonuç itibariyle. Halk, yazılan bu sistemi onaylıyor veya onaylamıyor. Ama halk bunu ne kadar benimsiyor, ne kadar benimsemiyor, tartışması fazla yapılmıyor. Dar bölge seçim sistemi olduğunda parti disiplini de zayıflayacaktır. Alanda kim güçlüyse halkın iradesinde, gönlünde kim fazla yer ediniyorsa o seçilecektir. Partiler halka rağmen aday koyarsa seçimi kaybedecektir'' diye konuştu.

    ''Sistemin kendisi istikrar doğuruyor''

    Başkanlık sisteminin etkin bir denetimi de ortaya koyduğunu dile getiren Bozdağ, denetim etkin olduğunda iktidarın da daha dikkatli olacağını, vazifesini daha iyi yapma noktasında gayret edeceğini ifade etti.

    Bozdağ, mevcut sistemde siyasi istikrarı tam anlamıyla temin etme imkanı olmadığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

    ''Bugün ben 61. Hükümet'in Başbakan Yardımcısıyım. Siyasi istikrar olmuş olsaydı 61. Hükümet'in kurulması için yüzlerce yıl geçmesi lazımdı. Eğer 1923'den bu yana 5 yıldan hesap ederseniz, sonuç ortaya çıkar. Türkiye'de 17,5 ayda bir hükümet değişikliği var. Bakanlar daha koltuklarını tanımadan hükümet değişiyor, gidiyor. Orada siyasi istikrarı temin edemezsiniz. Başarılı bir yönetimi ortaya koyma imkanınız olmaz. Başkanlık sisteminde sistemin kendisi istikrar doğuruyor. Başkan sandıktan yetkiyi alıyor. Görev süresi belli. Yüzde 50'den fazla oyla işbaşına geliyor. Sistem istikrarı doğuruyor. Dar bölge seçim sistemini de uyguladığınızda milletvekilleri bakımından aynı istikrarı ortaya koyduğunu görüyoruz. Güçlü iktidarlar her zaman başarılı olur. Parlamenter sistem güçlü iktidarlara karşı pek çok tuzaklarla, tehditlerle doludur ama başkanlık sistemi güçlü iktidar kuran bir sistemdir. Çünkü iktidarı veren halktır, değiştiren de halktır.''

    Parlamenter sistemin hesap sorulabilirlik bakımından da çok iyi bir noktada olmadığını anlatan Bozdağ, bu sistemde tek başına iktidar olduğunda hesap sormanın kolay olduğunu ama koalisyon iktidarında hesap sormanın kolay olmadığını vurguladı.

    Koalisyon hükümetlerinin hesap sorulduğunda bahanelerinin çok olduğunu ifade eden Bozdağ, ''Parlamenter sistemde, 'beni tek başına iktidar yaptın mı ki hesap soruyorsun, bu dediklerinizi yapmak istiyordum ama koalisyon ortağım izin vermedi' gibi bahaneleri vardır. 'Felan engel oldu, filan engel oldu' gibi hesaptan kaçacak bir yolu vardır ama başkanlık sisteminde hesabı verecek belli. Hesabı başkan verecek. Hesabı soracak belli, halk hesabı soracak'' dedi.

    ''Türkiye'de fiili başkanlık sistemi vardı''

    Türkiye'de esasen başkanlık sisteminin geçmişte fiilen uygulandığını anlatan Bozdağ, şöyle konuştu:

    ''1923'ten Atatürk'ün vefatına kadar geçen sürede Türkiye'de fiili bir başkanlık sistemi vardı. Çünkü orada tüm yetki Meclis'te. Meclis hükümeti sistemi döneminde, bütün yetkilerini meclis başkanı marifetiyle kullanıyor. Meclis Başkanı Mustafa Kemal Atatürk. Daha sonra bakıyorsunuz, yetkiler Meclis'te toplanmış ama yürütmeyi cumhurbaşkanı vasıtasıyla kullanıyor. Orada da yine Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk. Hem yasama elinde, hem yürütme elinde. ABD'deki başkanlık sisteminden daha güçlü bir başkanlık yapısıyla Türkiye'nin 1950'ye kadar yönetildiğini görüyoruz. Adı cumhurbaşkanı ama hem Atatürk hem inönü fiilen başkan gibi görev yapmışlardır.''

    Türkiye'de başkanlık sistemi tartışmalarının yeni olmadığını, 1977 yılında Necmettin Erbakan'ın da seçim beyannamesine başkanlık sistemini koyduğunu hatırlatan Bozdağ, Turgut Özal'ın da aynı şekilde başkanlık sistemini savunduğunu bildirdi.

    Bozdağ, Süleyman Demirel'in de ''Cumhurbaşkanı onaylamıyor diye ben Gümüşhane'ye köy hizmetleri il müdürü bile atayamıyorum'' sözünü hatırlatarak, onun da başbakanlık sistemini savunduğunu aktardı.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 'Başkanlık sistemi ihanettir, bölücülüktür, bu memleketi satmaktır' diye iftiralar attığını ifade eden Bozdağ, şöyle devam etti:

    ''Ama bakın Alparslan Türkeş ne diyor 'dokuz ışık' isimli kitapta; 'Parlamenter hükümet sistemi yerine başkanlık sistemini getireceğiz. Bu sistemde cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık yetkileri bir tek şahısta toplanacaktır. Temelinde otorite, güven, disiplin olan bir hükümet doğacaktır. Milliyetçi Hareket, tek başkan, tek millet sistemini savunur' Bugün baktığımızda başka şeyler söyleniyor. Güne göre konuşmak ayrı şey, gerçeklere göre konuşmak ayrı şey. Belli ki sayın Bahçeli, 'dokuz ışık'tan yeteri kadar ışık alamamış. Bir kere daha burayı okumasını tavsiye ediyorum. Türkiye'de bu sistemin ne kadar önemli olduğunun yönetenler ve yönetime talip olanlar tarafından ortaya konulduğunu görüyoruz.''

    ''Marjinal ve ideolojik grupların hepsi buna karşı''

    Bozdağ, başkanlık sistemine karşı olanların marjinal gruplar olduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    ''Başkanlık sistemine karşı olanların bana göre tek nedeni var; 'bu sistem gelirse biz iktidar yüzü göremeyiz. Çünkü yüzde 50,1 oy alma imkanımız yok' Marjinal ve ideolojik grupların hepsi buna karşı. Çünkü ideolojik ve marjinal yapılara hiçbir toplumda kahir ekseriyet destek vermez. Ama CHP'nin böyle bir korkuya kapılmasına gerek yok. Parlamenter sistemde CHP tek başına iktidar yüzü gördü mü- Göremedi. Bundan sonra da göremez ama başkanlık sistemi olursa ihtimali var. Eğer başkanlık sistemine geçerse Türkiye, sistem doğal olarak iki partili bir yapıya oturuyor. Örneğin sağdan başkan seçildi, başarılı oldu. Bir daha seçildi, yine başarılı. Ama öbür seçilen başarısız olursa, o zaman halk sağdan seçmez. 'Siz yapamıyorsunuz, durun kenarda' diyerek soldan da bir başkan adayına başkanlık yetkisi verebilir. CHP'nin siyasi vizyonunu ortaya koyanlar bir daha okumalılar. CHP'nin parlamenter sistemde yürütme yetkisini kullanma imkanı bulmasıyla, başkanlık sisteminde bulması arasındaki ihtimal hesaplarını yaparlarsa, başkanlık sisteminde belki 5-10 sene bulamayabilirler. Ama ondan sonra bulma ihtimalleri var. Arada derede bulabilirler, konjonktürde bulabilirler, yedekte bulabilirler, koalisyonda bulabilirler ama tek başına çok zor.''

    Bozdağ, başkanlık sistemin en önemli yanlarından birinin de güçlü liderlere ihtiyaç duyulması olduğunu, o nedenle bu sistemde soldan da kazansa, sağdan da kazansa sonuçta Türkiye'nin kazanacağını sözlerine ekledi.

    Panele, Konya Valisi Aydın Nezih Doğan, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, AK Parti Konya il Başkanı Ahmet Sorgun, AK Parti Konya milletvekilleri ile vatandaşlar katıldı.

    http://www.akparti.org.tr...-iktidarlar-kuruyor/38308
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük