zihnimde bu denli derin izler olmamalı, ve en ufak bir belirti bu derinliğe gömülmeme sebebiyet vermemeli bence. gittiğim bir yol, geçtiğim bir şehir, dinlediğim bir şarkı, gördüğüm bir bina, bir karikatür, bir anahtarlık bu denli itmemeli beni çıkmaza. hem esasında nasıl da unutkanım bilsen, belki de kafatasımın küçükken çatlamışlığındandır, bilemem. şimdi böyle hatırlamışlığıma hayıflanmama bakma, kimi zaman yaşadığım en güzel anı unutuyorum da, 'hatıralanamıyorum'. *
ne itirafı olduğunu hala çözemedik mi? düpedüz aşk itirafının daniskası değil mi? bu da mı ofsayt, bunu da mı yapamadık?