bazı insan kendini dünyaya uyduramıyor. bunların bir kısmı sanatçı, bir kısmı düşkün oluyor. bak ben burada düşkün'ü çok güzel hisli bir anlamla kullanıyorum. düşkün dediğimize, biz dışardan bakınca normalin çok dışında bir halleri var diye üzlüyoruz. en azından normalimizin, normal olmayan ve normal olamdığı için merkezden uzağa sürüklenmiş insanlara ortalama bakışı bu. ama o düşkünlerin uymayışı, dünyanın anlamlı olan az şeylerinden biri. görkemlisi. bak tam da o anlamdan söylüyorum. mabel matiz, düşkün bir sanatçı.hem çok yaşlı, hem çok genç. kerem gibi.