kanla, canla, emekle kazanılmış ve korunmuş toprakların demokrasi, barış, özgürlük gibi sempatik kavramların maskesi altında teröriste ve terörizme peşkeş çekilmesi ve bölünmesi sürecidir.
terörizmle mücadele etmek için teröristin değirmenini döndüren suyun kesilmesi, avrupa'daki, abd'deki, israil'deki ve anadolu coğrafyası üzerinde hesapları ve çıkarları olan bilumum devletlerin pkk'ya sağladıkları desteklerin kesilmesi için diplomatik ve siyasi mücadele verilmesi, pkk'nın şehir ve dağ yapılanmalarının tamamını çökertecek geniş çaplı bir operasyona girişmek, pkk'nın rant sağladığı başta eroin ve kadın ticareti ve kaçakçılık gibi illegal yöntemlerle kazanılan paraların kazanımıyla mücadele etmek gerekirken bebek katili terörist başıyla masaya oturmak ve diyalog çağrısında bulunmak duruma çözüm arandığının değil, yeni tavizler verilmeye başlanacağının göstergesidir.
türkiye cumhuriyeti devleti'nin böylesine bir operasyonu gerçekleştirecek gücü ve imkanları yok mudur? diyelim ki hükümet, yukarıda belirtilen konularda başarı sağladı ve operasyonun son safhasına geldi. öyleyse bölücülerin şu anda kaçacak delik araması gerekmez miydi? şehirlerde, üniversitelerde seslerini daha fazla yükseltmeleri, bdp'nin böylesine hadsizce vatan hainliğine devam edebilmesi aldıkları tavizden dolayıdır.
"imralı süreci" adı altında üretilen çözüm önerilerinin, terörizmi bitirmeyeceği, aksine teröristin ilerleyen zamanlarda daha fazla ayrıcalık isteyip, daha fazla bölücülük yapmasına neden olacak ortamı oluşturacağı öngörülmektedir.
