nietzsche'ye belli bir kısmında katılmadığım önerme.
umut pozitif düşüncenin ve inanmanın sağladığı bir olgudur. umut ettiğiniz şeye inanıyor veya ihtimaller dahilinde gerçekleşme payını yüksek görüyorsanız bekleme süresi ne olursa olsun umut etmeye devam edersiniz. fakat bu kendi başına yeterli değildir. eğer birey zihnen ve kalben sağlıklı bir bireyse umudun tek başına bir işe yaramayacağını bilir, gerçekleşmesini istiyorsa(!) bu yönde adımlar atmayı göze alır.
(!) bazı insanlar sadece hayal etmeyi sever, umut ettikleri hayalleridir. gerçekleşmesi halinde zihninde yarattığı görüntünün gerçekleştiğindeki görüntüyle aynı olamama ihtimalini düşünüp hayal aleminde kalmayı tercih edebilir.
ayrıldığım noktaya gelirsek; kişiler kimi zaman ruh sağlığını kaybedebilir, zihni bulanabilir, telaşa kapılabilir. günlük hayat veya bilinçaltından kaynaklı sebeplerden herhangi biri de olabilir nedeni. işte burada "umut" takıntıya dönüşme riskini yaşar. artık pozitif düşünce yoktur. hırs, asabiyet ve risk vardır. kendinde başlayan bir zararla dışarıya doğru yayılan olumsuzluklar dalgası ortaya çıkar. nietzsche "umut etmek işkencedir" demiş, bense "umudu takıntı haline getirmek işkencedir" diyorum ve burada kendisinden ayrılıyorum.