tanım: toplum tarafından yadırganan ilişki türüdür.
kurgu hikayenin devamıdır.
-----------------------------
Buluştuklarında Ceyla'nın her zamanki haline göre daha durgun olduğunu anlamıştı. Ne demekti "her zamanki hali" Sanki çok mu yakından tanıyordu. sadece birkaç kez görüşmüştü. Bu görüşmelerden zihninde kalan dudağının kenarındaki hafif gülümsemeydi. Çok beğendiği bir espri olduğunda attığı kahkaha kulaklarındaydı. Nasıl tanımlamalıydı o kahkahayı? Şuh, yırtıcı, dominant, özgür... Evet özgür. Doğru kelime buydu. Bugün ise onu neşelendirme çabalarına donuk bir tebessümle karşılık veriyordu.
Moralinin bozuk olduğunun ender tarafından anlaşılmıştı. Ender onu neşelendirmek için türlü komik olayları anlatıyordu ama ne kadar istese de gülemiyordu. Şoföre izin vermişti arabayı kendi kullanıyordu. Bir alışveriş merkezinde lüks bir mağazaya geçtiklerinde aptalca bakan ender'e "sana birşeyler almak istiyorum sen beğen ama son onayı ben vereceğim" dedi. Ender'in şartsız itaati ve onun üzerinde hakimiyeti olduğunu bilmek durumdan keyif almasını sağlıyordu. Ender birkaç ürünü denemek içim soyunma kabinine gittiğinde aklına bu mağazayı nereden hatırladığı geldi. Kocasının o şırfıntı sekretere elbiseler aldığı mağazaydı bu. Fişlerini bulmuştu. 15 yıldan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen bazı şeylerin unutulmadığını anladı. Düşünceleri kabinden çıkan ender'i görmesiyle dağıldı. Beğenmişti üzerindekileri. "Sen de yeni bir şey almalısın. Bugün yeni cicilerimizle dolaşalım" dedi ender. "Cici mi?" diye düşündü ceyla. "Bebelerle takılırsan bunları çekersin" diye geçirdi içinden. Ama söylendiği durum gülümsetmişti de kendini. "tamam sen seç" dedi. Sırtın bir kısmını açıkta bırakan göğüs dekolteli ve bir tarafı dizlerinin altındayken diğer tarafı üstünde olan asimetrik bir elbise ile geldi ender. Uzun zaman olmuştu bu kadar iddialı bir elbise giymeyeli. Ama yine de kırmadı ender'i. Göğüs dekolteli bir elbise seçmiş olması da hoşuna gitti. Demek beğenmişti göğüslerini...
Elbiseyi değiştikten sonra ender'e doğru yürüdü. Yavaşça eğildi. Ender'in yavaş çekimde önce göğüslerini, sonra dudaklarını, sonra da gözlerini görmesini sağladı. Sonra ender'in gözleri dudaklarının hizasına gelene kadar yükseldi ve şuh bir şekilde "yakışmış mı?" diye sordu. Ender'in cevap vermeden önce yutkunması cevap olmuştu zaten. Tam üstünü değiştirmek için kabine geri dönüyordu ki ender'in seslendiğini duydu "ceyla üstünü değiştirme lütfen" ilk kez ona "ceyla hanım" dememişti. Hoşuna gitmesine rağmen döndü "ama ayakkabılarım buna uygun değil" dedi. "uygun ayakkabıları da al o zaman" dedi pervasızca ender. Sonra ekledi "paran yoksa borç verebilirim" bu espri yüzünün gülmeyeceğini bile düşündüğü bir günde kahkaha attırmıştı ceyla'ya.
Beğendiğini ayakkabıyı denemesine yardımcı olan tezgahtarın bacaklarına baktığını görünce kıskanması ve "ben yardımcı olurum" diyerek tezgahtarı uzaklaştırması, sonrasında ayağını sanki bir hazineymiş gibi özenle tutarak ayakkabıyı giydirmesi, bu sırada çaktırmamaya çalışarak bacaklarını süzmesi ceyla'daki matem havasını dağıtmıştı. ilk kez o an sahip olmak istemişti bu çıtıra.
Ayakkabılar da tamamdı. Tam alışverişi bitirecekken. "Fileli çorap da giymeni istiyorum" dedi. Ondan herhangi bir şeyi emrivaki olarak isteyebilecek kimse yoktu dünyada. Ender'in çocuksu cüreti bir yandan kızdırsa da diğer yandan hoşuna gitti. "bu elbise ve bu ayakkabıyla uyumsuz olur" diyecekti ki vazgeçti. Bugün ender'in günüydü.
Alışverişi tamamlayıp mağaza dışına çıktıklarında ender koluna girmek isteyince refleks olarak izin vermedi. "bir göre olur" endişesi sınırsız özgülüğe sahip olan kişilerde bile vardı. Arabaya doğru geçtiler. Poşetleri yerleştirip arabaya oturduktan sonra ender'in yüzüne baktığında, elinden elma şekeri alınmış çocuk gibi somurtuyor olduğunu gördü. "Bozulma" dedi ve yanağına bir öpücük kondurduktan sonra kısık bir sesle noktayı koydu "evde sana kendimi affettireceğim".
-------------------