orta yaşlı kadın genç erkek aşkı

entry15 galeri
    1.
  1. iyi başlasa bile beklendiği gibi sonuçlanmaz. olumsuz sonuçları en çok kadını yıpratır.

    konuyu örneklendirmek adına kurgu hikaye denememi paylaşayım.

    Şimdiden söyleyeyim hikaye +22'dir.

    -------------------------------

    Sıcak. ıslak, nemli, parlak...

    Bu kelimeler sadece nefeslerin değil bedenlerin de birbirine karıştığı o anı tanımlamaya yetmezdi. Her dokunuşta yumuşaklığının verdiği hazza doyamadığı bacakları belinde, altında inlerken çıkardığı sesler kulaklarında, nefesi koynunda hissediyordu. Nemli olan sadece kadınlığı değildi. Her ikisi de terden sırılsıklamlardı. Ritmini artırdığında kadının kalçalarını yukarı kaldırarak en derinlerine ulaşmasına izin vermesini keyifle fark etti. Ritmini artırırken doruğa ulaşmaya saniyeler kaldığını hissediyordu. Tam o anda dudaklarında "ceyla" adı döküldü. işte o anda gözlerini açtı. Altında zevkten inleyen kadının ceyla olmadığını fark etmesiyle penisinin küçülmeye başlaması bir oldu. Saniyeler önceki aslan yerini süt dökmüş kediye bırakmıştı. Altındaki kadın penisinin boşalmadan önce küçüldüğünü anlasaydı gururu daha çok incinir miydi acaba? Neyse ki o orgazma ulaşmış suratında aptalca bir sırıtma ile uzanıyordu.

    Bilirsiniz. Dünyanın en gizli sırrı değildir. Sevişmek keyiflidir. En olmayacak kişileri baştan çıkarmanın, en sapık fantezilerin uygulanacağı fahişeyle birlikte olmanın hatta sizi çekmeyen fiziğe/kişiliğe sahip kişilerle bile sevişmenin bir tadı vardır. Ama sevdiğinde sevişmek başkadır. Benzersizdir. Tarif edilemez. Sadece hissedilir. Sevişirken değil ama. sevişme bitiminde tüm kaslara tatlı bir yorgunluk yayılırken göz kapaklarınız bile açılamayacak kadar ağırlaşmışken zihninizde sevdiğinizin görüntüsü ya da kesif bir karanlık yerine alakasız bir görüntü canlanıyorsa ya da içiniz en ufak bir huzursuzluk hissediyorsanız sevdiğinizle sevişmemişsinizdir ve mutlak zevki tatmamışsınızdır. Ender işte bu huzursuzluğun pençesinde kıvranıyordu ve bir zamanlar tattığı mutlak zevki farklı bedenlerde arıyordu.

    Ceyla'nın ısrara hiç tahammülü yoktu. Ama ısrar eden 4 yaşındaki torunu olunca karşı koymadı. dur dedi şoföre. Menüde hediye ettikleri oyuncaklarıyla çocukların kalbini fetheden bir fast food zincirine girdiler. Ceyla hiç hazzetmezdi bu tip yerlerden. Bu hissiyatın oluşmasında buraları kalitesiz, ucuz, bayağı bulmasının yanında halka karışmış olmanın verdiği huzursuzluk da etkiliydi. Sipariş verirken kendisine de su söyledi. Gelen su asitli içeceklerde ünlü bir markanın kalitesiz suyu olunca tezgahtan almaya tenezzül etmedi. Bilgün daha yemeğini bitirmeden oyun parkına geçince Ceyla da kendini ortamdan soyutlamak adına telefonuna daldı. Bilgün'ün çığlığı ile hızlıca yerinden kalkıp bahçeye koştu.

    Gençten bir çocuk bilgün'ü kucağını almıştı. Bilgün'ün kanayan dizine peçete koymuştu. Ceyla koşaradım yetişti. Eğilerek bilgün ile ilgilenmeye başladı. Kandan korkan küçük kızı teselli ediyordu. Ceyla geldiği andan itibaren ender doğrulmuştu ama gidemiyordu. Bilgün'ün paniği geçmesiyle birlikte gencin hala ayakta durduğunu anlayan ceyla teşekkür etmek için doğrulurken gencin göğüslerine bakıyor olduğunun farkına vardı. Yakalanmanın verdiği mahcubiyetle pembeleşen yanaklarıyla çok sevimli geldi çocuğun yüzü.

    Ceyla masaya davet etti. Bir yandan sohbet ederlerken diğer yandan en son ne zaman birinin pürdikkat göğüslerini kestiğini düşünüyordu. Epey olmuştu... Kızması gerekirdi belki ama gencin kendisinden etkilenmiş olması gururunu okşadı.

    "Ender"di çocuğun adı üniversite 3. sınıftaydı, işletme okuyordu. Devlet yurdunda kalıyordu. Orta halli bir ailenin çocuğu olduğu her halinden belliydi. Kendisiyle ilgili bir sürü gereksiz ayrıntıyı anlatırkenki doğallığı çocuk yüzünü daha da güzelleştiren gamzeleriyle birleştiğinde dikkat çekici oluyordu.

    Telefonu çalıyordu. Randevusuna geç kalmıştı. Aceleyle kalktılar. Çocuk onları arabalarına kadar eşlik etti. Ceyla arabada neden kartvizitini ender'e verdiğini düşünüyordu. Kartını uzatırken öğrencilere burs veren bir vakfın başkanı olduğunu söylemeyi ihmal etmemişti. Kendini düğünlere sahip olduğu tüm takıları takıp takıştırarak giden görgüsüzlere benzetti. "aman neyse ne" dedi başına buyruk bir şekilde uzun yıllardır yaşamadığı kadar farklı birkaç saat geçirmişti ya önemli olan oydu.

    -------------------

    devamı gelecek...
    3 ...