yaşanan her güzelliğin bir sonu olduğunu hatırlatır.
hem de gayet acı bir şekilde.
sonra ölüm gelir aklına..
ve -acı çekiyor da olsan- yaşamayı ne kadar sevdiğin.
ve yine acıya rağmen tutunduğun hayata.
ve yine ölüme rağmen kopamaman yaşamaktan hayatı.
aşkı kaybedince susturamadığın keşkeler.
kendi kendilerine yorulmadan susmayan 'keşke'ler.
peki aşk bitip son gelince ikinci bir aşk bulabilecek miyiz keşkesi olmayacak..
peki aşk bitip ölüm gelince ikinci bir aşk bulabilecek miyiz keşkesi olmayacak.
sabah kalkıyor, duş alıyor, jantilerinizi giyiyor, işe gidiyor, çalışıyor, kazandığınızı sevdiklerinizle beraber harcıyor, sahilde dolaşıyor, boğazda martılara simit atıyor, vapurla karşıya geçiyor, sultanahmeti, ayasofyayı, süleymaniyeyi, muhteşemleri zevkediyor, en güzel yemekleri en iyi yerlerde yiyor,.. vs..vs.. yor yor yorsunuz.
yani aşıksınız hayata.
bağlısınız göbeğinizden.
kopamıyorsunuz.
ayrılığı hesap etmeden
'anı' yaşamaya kaptırıp kendinizi
'biteceği' güne hazırlanamıyorsunuz.
biliyorsunuz yaşayacağınız 'pişmanlıkları'.
ama gelmiyor işte elinizden.
yanmamış olsanız, girmemiş olmayı dileyeceğinizi adınız gibi biliyorsunuz ateşe.
ama 'yandığınız' için girmemiş olmayı dileyebileceğinizi bile bilmiyor, bilemiyorsunuz.
yanıyorsunuz..yanıyoruz..yanacaklar..
maşuklarınız başınızı döndürdü..döndürdü başımızı..başlarını..
kör oldunuz.. ..duk.. ..lar..
ve uyanacaksınız.. ..ız.. ..lar.. ölünce..
Not: dilerim hepimiz ölmeden önce uyanırız bu yalancı aşktan.
Nokta.