çocukluğumda burada yapılan kahramanlıkları okur okur ağlardım..
benim gözümde osmanlı'nın kuruluşu, yükselişi zevkliydi.. duraklama okumak can sıkıcı gerileme ve dağılma ise işkence gibiydi.. fakat bütün bu mağlubiyetleri aldığımız yıllar içerisinde çanakkale savaşı benim için tutunacak bir dal gibiydi.. tek başımıza bütün dünya'yı mağlup etmiştik.. ingiltere, fransa, italya en güçlüleri yenmiştik.. biz yenmiştik.. herkesi yenmiştik.. sloganda tüyleri diken diken ediciydi; çanakkale geçilmez!
sonra bize yükselme, duraklama,gerileme diye anlatılanların doğru olmadığını öğrendim.. tanzimat fermanını. mustafa reşit paşa denilen sadrazamı.. kaht i rical denilen dönemi.. kızıl sultan lakaplı ulu hakan 2. abdülhamit han'ın aslında o kadarda kızıl olmadığını.. balkan harbini.. ittihat ve terakki partisini.. 1.dünya savaşını öğrendim biraz biraz..
çanakkale cephesi'nin 1.dünya savaşı'nda osmanlı'nın açtığı bir cephe olduğunu.. büyük britanya'nın 1.dünya savaşı sonrası istanbul'u işgal ettiğini.. çanakkale'ye gelen itilaf kuvvetlerinin rusya'ya yardım götürdüklerini.. rusya bu yardımı alamadığı için 1917'de ihtilal olduğunu.. osmanlı'nın 1.dünya savaşı sonrası yıkıldığını.. çanakkale'den kazanılan zafere rağmen yemen, sarıkamış, suriye cephelerinde büyük hezimetler yaşandığını.. çanakkale'de eğitilmiş genç nüfusumuzu kaybettiğimizi.. tıbbiye mektebinin o sene mezun veremediğini.. fakat tarih kitaplarının bunlardan hiç bahsetmediğini öğrendim..
artık çanakkale kazanılmış bir zafer değil bir ruhtur benim gözümde.. aynı zamanda bu ruh yeni devletin kendi varlığını meşru kılmak için kullandığı bir ruhtur.. fakat daha sonra bu ruhu ortaya çıkaran amiller yeni devlet içerisinde bir redd-i miras ile reddedilmişti..
fakat bunu kitaplarda anlatmıyorlar.. umarım türkiye'de bir gün tarih, yaşandığı gibi anlatılır.. eğip bükmeden..
artık eskisi gibi çanakkale geçilmez diyemiyorum.. biz kavgada kazandığını masada kaybeden bir milletiz.. beylik sloganlar bizi avutmaktan başka bir şey yapmıyor..