Uzaklardaki yıldızların üzerimizdeki kütleçekimsel etkisinin, 3-4 metre uzakta uçmakta olan bir sineğin etkisinden daha az olduğu düşünüldüğünde, milyonlarca ''taraftarı'' bulunan metafizik devi, astroloji, olması gereken yere kavuşur. istatistiki araştırmalarda her daim çuvallamaya mecbur olan bu alan, Venüs'e güçlü bir meteorun çarpması durumunda, Dünya üzerindeki insan nüfusunun %8'i ila %9'unun ''karaktersiz'' kalacağını ima eder. Acaba günümüzde elinde teleskop olan bir astroloğa rastlayan var mıdır? Günümüz astrologlarının neredeyse hepsi, kendi ''burçlar köşesi''ne çekilmiş, kamuoyu araştırmalarını ve psikolojik anketleri inceleyerek değerlendirmeler yazan insanlardır.
Takımyıldızların insanları etkilediği soylenirken, o takımyıldızı oluşturan her yıldızın, aslında birbirinden binlerce ışık yılı uzakta olduğunu ve o takımyıldızın, bizim bakış açımızla beraber ortaya çıkan formlar tarafından teslim edildiğini hesaba katmazlar bu ''inananlar''.
Bu, astrolojiyi doğrulayan makam sahibi insanları görünce de, Bertrand Russel'ın şu değerli sözü aklıma gelmiyor değil: ''Aptalca bir şeyi milyonlarca kişi de söylese, o yine aptal bir şeydir.'' Hele ki bu ''söyleyenler'', paralarını veya itibarlarını kaybetme korkusu taşıyan, Doğu mistisizmine merak salmış Ferrari'sini Satan Bilgelerse, durum daha da ironik bir hal alıyor zaten.
Açıkçası astroloji, karakterini oturtma çabasında olanların rehberidir. Arayıştaki kişi, kategorize edilmiş burç özelliklerini, iyisiyle kötüsüyle benimser, bazen bir ömür bu benimsemeler doğrultusunda devam eder.
Son olarak, Dünya'nın dönüş hızı sabit olmadığı için, burçlar için verilen tarih aralıklarının bile yanlış olduğunu biliyor muydunuz? Bu bir yana, yıldızların ışıklarının binlerce ışık yılı öteden Dünya'mıza gelmesi, bu sebeple, görülen takımyıldızların aslında binlerce yıl öncesine ait görüntüler sergilemesi, gelecekten sözde haberler veren astrologların, aslında binlerce yıl öncesinden bahsettiği durumunu da düşündürmelidir.
