pkknın giriştiği eylemler ve eylem nedenlerinin türk tarafından cevap bulmamasıydı..
roj tv olmazsa olmazdır. eğer kürt sorununun ideolojik tarafını öğrenmek istiyorsanız kanalı izlemek şart. peki roj tv ne söylenmektedir.
kürt halkının sistematik bir şekilde ezildiğini, çiğnendiğini, öldürüldüğünü, dilinin yasaklandığını vs vs çıkış noktası yapmış ve bugüne kadarda başka hiç bir şey önermemiştir. bunları roj tv den öğrenirken kanalda, her 30 saniyede bir barış ve ya demokrasi kelimelerini mutlak suretle duyarız, velhasıl kelam molotop kokteyi nasıl hazırlanır, bazuka ve keleş nasıl temizlenir, kobra helikopter nasıl düşürülür şeklindeki yayın akışını da saymazsak bu çok hoş durmaktadır ağızlarda neyse... *
pkk, roj tv ve bdp üçkeninin yanına birde, okyoyunus ötesi destekli bop olayı halkların çıkar yollarını kilitlemek için var güçleriyle çalışmaktadırlar.
burada kürt halkının aydın kesimine sorulması gereken sorular ve alınması gereken cevaplar var çünkü mevcut sözde mücadelenin bir oyun olduğunun kürt tarafından karşılık bulması için bu durum elzem.
(bkz: hrant dink) bir yazısında zamanında;
yüz yıl önce ermeniler bekliyordu ingiliz-fransız ittifakını.
şimdi kürtler bekliyor amerikan-ingiliz ittifakını" şeklinde başlamış yazısının sonundada "bu tuzağa düşme" demiştir.
çıkış noktamı hrant'ın bu sözlerinden alıyor olayları tarafsız bir şekilde değerlendirmeye ve sorular sormaya çalışacağım.
türkiye de sadece kürtler mi öldürüldü ve ya bir tek onlar mı yasaklandı ?! kapitalizim'in hüküm sürdüğü acımasız dünya düzeninin tam ortasında hayat mücadelesi verirken bizler, kürt mücadelesini yaptıklarını idea edenler nasıl oluyor da bu şekilcilik içinde kıvılcımlarını alevlere dönüştürebiliyorlar ?.
bizim ne solcu sevdiklerimiz öldürüldü, ne sevdiğim memleketlim yazarlar öldürüldü, darbelerde hangimizin akrabası kayıp olmamış ya da öldürülmemiştir, faili meçhul cinayetler hem sağ hem sol hem kürt hem türk birbirine düşürme hedefi ile her kesimden öldürüldüğünü nasıl anlamaz bu kesim ?...
belki içeride kafamız karışıyordur, dış örnek verelim, türkiye de 80 darbesinin zeminsel ve işlevsel olarak birebir benzeri şilideki 73 darbesidir general pinochet`in acımasızlıkla halkları katletmesi olaylarının perde arkasında kim varsa, aynı durum bizim içinde geçerli değil midir.
oyun hep aynı sonuçlar üzerine kurulur, asıl hedef, küresel odaklar tarafından, türkiyenin parçalanması ve ya arap baharında ki gibi kaos ortamının zeminini hazırlamaktır. bunun için türkiye deki etnik köken, dinsel ayrım (aleviler üzerindende yapıldı zamanında, maraş, sivas, çorum katliamları... ), siyasi ayrım kampanyalarının sonuçlarını hiç mi görmezler ? hiç mi bakmazlar ?!
hep mi kürtler ve ya ermenileri görür bu çevre ? ! batının sürekli koz olarak önümüze koyduğu bu kürt kartı nedir ? alt yapısında ne vardır ? neden tek kelime
edilmez bunlarla ilgili. arap baharı olaylarına dönün o dönemde sonrası hakkında tek bir öngörü basın yayın kuruluşlarında yapılmış mıdır bakın ! yok.
gerçek şudur kürtler emperyalizmin en sevdiği maşadır ve emperyalizm bu etnik köken üzerinden hamlelerini ustalıkla yapmaya devam etmektedir.
osmanlı tarihi ve inkilap tarihi üzerine çok net kuruludur bu gerçek. türkiye cumhuriyeti safhasına kadar damıtılarak gelen bu bütünlük hep isyanlar savaşlar ve
arkadan vurmalarla gözlenmiştir. gerek kurtuluş mücadelesi, gerek osmanlı dönemindeki kürt isyanları da bunu gösteriyor. tarih sayfalarında detayları ile yer alan kürt isyanlarının listesi oldukça kabarıktır, hadi şimdi doğu geri kaldı diyoruz peki ya geçmişe ne söylenmelidir...
sorulara kürt tarafından bakıp cevap bulmak gerekirse.
kürt halkının bu coğrafya üzerinde 5000 yıldır olduğunu söyleyenler vardır (ki nerede sümer nerede babil nerede asur nerede pers nerede roma nerede iyonalılar, hazarlar neyse... ) büyük devletler kurulduğu söylenir. peki nasıl oluyor da bu kadar güçlü bir halk bu kadar güçlü bir dil, bu kadar güçlü bir kültürü binlerce yıldır bu topraklarda hep isyanlarla hep savaş dönemlerinde diğer emperyal devletlerle anılıyor...bu söylem değildir, yaşanan olaylardır aynı zamanda ruslar ermeniler ve mosad kaynaklı isyan sırasında ele geçirilen istihbarat ve belgelerin kanıtlarıdır. ayrıca iran da, suriye de, ermenistan da ki doğu insanlarının katledilmesi gerçeğinin yanında ermenista'nın doğuyu istiyor olması bir tezat oluşturmamakta mıdır ? kurtuluş savaşında ermeni çetelerinin ruslarla bölge halkını katletmişken bu türk düşmanlığı nasıl besleniyor ? nasıl bu noktaya geliniyor ? her seferinde, yok biz bölünmek istemiyoruz, yok biz türkiye bir bütündür diyoruz, ama büyük kürdistan haritalarını yollarda görüyoruz, bunlar nasıl oluyor ? kendimce izah etmek istiyorum.
globaleşme palavrası ile tek bir amaç vardır oda parçala, yut ve yönet. abd, fransa, ingiltere, israil ve almanya bu ülkeler bu oyunu yöneten aktörlerdir. bu ülkeler pkk yı direk olarak destekler sadece pkk yı değil afrika da ve asya da bunun örnekleri çoktur. yeni yaşadığımız domino etkisindeki orta doğu ve kuzey afrika isyanları ortadadır. abd başkanı dahil mısırdaki, libyadaki ve tunustaki mualif ayrılıkcı grupları desteklediğini söylemiştir. şuan oralarda neler oluyor ? demokrasimi geldi oralara ? daha geçen ay fransa maliye teee maliye çıkarma yapmıştır, neden ? basında radikal islamcı grupları önlemek ve mali de ki siyasi istikrarı ve düzeni tekrar sağlamak için olduğu söyleniyor, soruyorum devşirme demokrasi olur mu kürt kardeşim ! ?
artık haçlı sefelerleri global ve küresel sermaye üzerinden yapılıyor... ! neden kürt milliyetçiler, feodel düzenden, çocuk evlendirilmesinden, berdelden,
kan davalarından, topraksız çiftçilerden, kerpiç evlerden, çıplak ayakla okula giden çocuklardan bahsetmiyor ? söylesenize aşiret düğünlerinde bugüne kadar toplamda takılan altınlar bu kadar fakir bir bölgede nasıl elde edilmiştir?
parçala - böl ve yut stratejisinin parametreleri vardır.. mesela bir kere, ayrışacak bir toprak parçası var olmalıdır. ama bu alelade bir toprak parçası olamaz. bu toprak parçasında hedef alınan ayrı etnik grup da var olmalıdır. güneydoğu ve kürtler ulus ideolojisi etrafında birleştirilerek kürt milli kimliğini benimsemelerinin sağlanması gerekir. 5000 yıl palavrası ve kurulan sayısız devletler yalanı, tv programları, basın yayın propagandası yapılır.
sonrasında bir örgüt yapısı hazırlanmalı beraberinde bu örgütün şiddet ve korku politikasıyla türk-kürt karşıtlığı körüklenmelidir. *
90lar mesela. devlet de bu şiddetin içine çekilerek ilegal bir yöntem silsilesi uygulamalı, türkiye cumhuriyeti ve beraberinde de türk kimliği nefreti aşılanmalıdır. bu nefret, kürt milliyetçiliğinin yükseltilmesinde kullanılır. molotof atan gençlere bakınız.
kürtçe dilini gücü her seferinde vurgulanmalı, resmiyete sokulmak için çalışma yapılmalıdır. neo-sömürgeciler dil sorununun tahmin edildiği kadar kolay
olmayacağını bilmekte ve bunun için bu noktaya ayrı bir önem vermektedirler, dolayısı ile eğitim diline mutlaka sokulmalıdır. ?çünkü, dilsiz bir kürt milleti
oluşturmak olanaksızdır. türkiye cumhuriyeti devriminde atatürk ilke ve inkilaplarına bakarsak eğer örneğin latin harflerinin kabulu ve osmanlıcadan vazgeçiş sürecinin ne kadar bağımsız bir hareket olduğu anlaşılmaktadır. bu iki inkılap bizi şuan bir arada tutan temel özneler olmamış mıdır ?.
dolayısı ile sonuç olarak türkiye önlerine konulan "havuç`un" farkına varmalıdırlar. ki bugün söylendiği gibi türkiye deki kürtler'in tamamının pkk yı desteklemediği aşikar bir gerçektir öyle olsa 12 milyon seçmeni bulunan kürtler bugün meclise %6-7 lerle değil 20ye varan bir oy potansiyeli ile rahatlıkla girebilirler böyle bir durumda da isteklerinin gerçekleşmesi gerekecektir. fakat durum böyle değildir. kürt halkının içinde emperyalizmin ve mevcut özerkliğin bir manda himayesi olacağını gerçeğini aslında filistin de, yugoslavya da, azerbeycan da, sovyetler birliğine, afrika da ki sömürülmüş bölünmüş onlarca devlete, balkanlar da, arap diyarında vs yapılanlardan farklı olmayacağını biliyorlar... dolayısı ile ulus devlet anlayışının bağımsız bir söylem olduğunun farkındalar. elbetdeki yanlışlarıda biliyorlar ama bu kesim zamanın doğrusu yanında taraf almış durumdalar. maalesef sözde aydın çevreyi bu düşünce kümesinde görememekteyiz.
bu planın bütün boyutlarıyla kavranabilmesi diğer bir yolu da kürt milleti oluşturma çalışmalarının teorik irdelemelerinin, araştırmalarının ve çalışmalarının yapılması şartıdır. bunlar yapılmazsa arka planda dönen dolaplar gözler önüne serilemez... bu vereceğim örnek çok ama çok önemli "örneğin; son abd işkali döneminde ırakta uygulanan kürtçe eğitiminin furyasının ilgili araştırmaları ve değerlendirmeleri bilinmezse, neo-sömürgeciliğin türkiyeye dikte ettiği kürtçe eğitim dayatmalarının arkasındaki neden de anlaşılamaz. !
ve bu nedenler kürt halkının bırak devlet kurmayı, kendi ektiği tarlasındaki buğdayı bile hasat edememesi ile paraleldir!!! ayrıca kürtçenin yeterliliği konusunda hiç bir çalışma yoktur. tamamen traşlama alt yapısız, temelsizce kürdoloji enstitüleri şekilllendirilmeye çalışılmış ve bunun bir kanıtı niteliğindeki, kürtçe kurslarının müşterisiz kalmasının nedenleri ve yeni anayasadaki kürtçe eğitim dayatmasının hizmet ettiği amaç kavranılamaz.
kışkırtmaların çatışma ortamına dönüştüğü noktada ortaya çıkan neo-aydınlar laf cambazlıkları yapıp varmak istedikleri ekseni "kürlerin talepleri" şekilde tanımlarlar.
ve bu talepler gerçekleşmediği takdir de türkiye dünya arenasında demokrasiden ve avrupa birliğinden uzak bir ülke olarak tanınacak, beraberinde pkk mücadelesine ve eylemlerine son sürat devam edecektir..
peki bu telepler nelerdir.
net olarak : kürtlerin millet, dil, kültür ve bölgesel olarak türkiye cumhuriyetinden ayrışması ve kendi devletlerini kurması talebidir.
ırak hemen yanımızda en güzel örnektir, ulus olamamanın en acı faturasıdır ırak ve son 10 yıldır abd müdahalesinde 5 milyon insanı birbirlerini katletmiştir. abd nin yaptığı katliamlar ise basında yer almamaktadır...
eğer bir millet bir ulus ortaya koymak gerekiyorsa bunun teorik temelleri yaratılmalıdır. atatürk ilke ve inkılaplarında milliyetçilik olgusu türkiye vatandaşlığı
çerçevesinde şekil bulmuş beraberinde tarihsel hipotezlerle desteklenmiştir. mesela güneydoğu ile ilgili olarak diyar-ı bekir ilinin nasıl diyarbakır adını almıştırla başlaya bilinir. burada sümeroloji ve hititoloji ayrıca bir tarih komisyonun desteği ile güneydoğudaki medeniyetler toplulukları üzerinde derin araştırmalar yapılmış ve bu isim verilmiştir. işte teorik ulus anlayışı ve milliyetçilik olgularının ortak olgularla şekillenme durumu bu paralellikte olmalıdır... aksi durumda şişme bir milletleşme başlar ve bu durumun sonu ıraktaki gibi çok kötü bir şekilde biter.
bunlara ek olarak efsaneler de uydurulur mesela senin atatürk`ün sait nursiyi kandırdı söylemleri de vardır...
toparlarsak, devrimlerin dünya halklarının beklentilerine cevap verebildiği kesin olarak söylenememektedir, söylenemez. dünya tarihi içerisinde oluşmuş başarısız turuncu devrimler bunun büyük kanıtıdır . oysa, atatürk ve silah arkadaşlarının yaptığı devrim on yıllardır her türlü emperyalist oyuna karşın dimdik ayaktadır. bunun arkasında da onun teorik temellerinin sağlamlığı yatmaktadır. yüz yıllardır bu topraklarda oynanan bu oyuna baş kaldıran mazlum milletlerin ilk önderidir belkide. ve bu mazlum milletler anadolu`nun ta kendisidir... sözlük arkadaşlarıma ve okuyan herkese söylemek isteyeceğim son şey; eğer önümüzdeki bir kaç yılda bir kürdistan özerk ve ya bağımsız kurulur ve 30 yıl yaşarsak, emin olunuz şuan ki durumumuzu mumla arar oluruz... kürdistan'ın kurulmasını isteyenler kürt sorunu ile gerçek niyetlerini kamüfile etmiş, kürtleri yok etmek istediklerinde zaten bunu yapabileceklerini, amaçlarının doğal kaynaklar, başta ham petrol, şekillendire bilecekleri büyük orta doğu'nun yanında manda yönetiminde bir anadoludur.