raging bull

entry35 galeri video2
    31.
  1. Robert De Niro'nun hak ettiği ödülü aldığı ve yan oyuncularıyla birlikte başyapıt niteliğinde bir film. Filmin en çok oyunculuğundan etkilendiğimi söyleyebilirim. Robert De Niro, Joe Pesci, Cathy Moriarty (özellikle sesiyle) harika oyunculuklar çıkarmışlar. Sinematografisi de arada kaynamasın. Boks sahnelerini uzatmamaları filmin içeriği açısından iyi olmuş. Yani tam bir boks adamının hayatı anlatılmadığı için asıl amacına hizmet ediyor. O da La Motta'nın kişisel öfkesi ve bunun çevresinde ki insanlara, kendisine, kariyerine özellikle de hayatına etkisi. işte bu bakımdan film, son derece mükemmel.

    Biraz da sahne geçişlerinden bahsetmek istiyorum. Martin Scorsese replikleri ve sahne geçişlerini o kadar iyi ayarlamış ki bize söyleyecek laf bırakmamış. Özellikle aile içi çatışmalarda bunları çok iyi uygulamış. Tebrik etmek, saygı duymak gerekiyor. Filmin başını öyle tutup hikayenin içine girmek ve sonrasında o hikayeyi ilk sahneyle bağdaştırmak çok iyi bir iş. Özellikle de bunu hareketli ve klasik repliklerle yaparak başarmış.

    Şimdi biraz da La Motta'nın kişiliğine ve hayatına inelim..

    --spoiler--

    Herkes bir başarı hırsıyla ringe çıkarken o tamamen öfkesiyle çıkıyor. Belki de sürekli dayak yedikten sonra bir anda saldırması da bunu kanıtlar nitelikte. Özellikle de maçlara çıkarken 'patron benim' sözünü sarf etmesi onun sadece ringlerde değil yaşamında da öfkeli olduğunun bir göstergesi. Hikayeyi sevmemizin nedeni de yerden yükselen bir adam değil, yüksekten yuvarlanan bir sporcu olmasından kaynaklanıyor. En azından kendi adıma öyleydi.

    Yahudi karısıyla basit bir et yüzünden kavga edebilen ya da kardeşinin Vickie ile yattığı düşüncesini aşırı büyüten ve onlarla kavga edebilen biri. Zaten bunlar onun ota boka sinirlendiğini gösteriyor fazlasıyla. Basit olaylara sinirlenip büyük olayları görmezden gelebilir veya tam tersi basit olayları takmayıp büyük olaylara öfkelenen insanlar olabilir. Ancak iki zıt etkiye de aşırı tepki veriyorsanız siz öfkeli ve sorunlu birisiniz demektir. La Motta işte tam da böyle biri. Yoksa bir insan neden zirveden aşağıya düşsün ki?

    Aşırı derecede kıskanç bir insandır La Motta. 15 yaşında bir kızdan hoşlanıp kardeşi vasıtasıyla onunla tanışan La Motta ilişkilerini git gide genişletiyor. En sonunda evliliğe kadar varıyor. Fakat asıl kıskançlık dönemi ve sinir harbi bundan sonra başlıyor. Karısı Vickie'nin her adımını takip eden bununla kalmayıp attığı her adımda şüphe duymaya başlayan biri. Hatta öyle ileri gidiyor ki kardeşinin onunla yattığını düşünüp hem Joey'i hem de karısı Vickie'yi tekme tokat dövüyor. Ancak burada suçu tamamen La Motta'ya atmak olmaz. Kardeşinin sorularına cevap vermemesi, karısının sinirlenip ''evet kardeşinle yattım, onun organı seninkinden daha büyük!'' diye bağırması son raddeye getiriyor herşeyi. Adeta kızgın bir boğanın önüne kırmızı pelerin getirmek gibi. Burada dikkatinizi çekmek istiyorum. 15 yaşında bir kıza aşık olan ve onun 15 yaşında olduğuna inanan La Motta, filmin sonlarına doğru 14 yaşında bir kızla öpüştüğüne ve onu adamlarla tanıştırdığına inkâr eder bir üslup sergiliyor. 14 yaşında olduğuna da inanmıyor. Bu bir tesadüf mü yoksa saplantı mı?

    Tüm bunları filmi izleyerek gördünüz. Fakat benim olayları tek tek inceleyerek anlatmamın sebebi bazı küçük kişilik analizlerini sunmaktı. Keskin sirkenin sadece küpüne zarar olmadığını, bunların küpün dışına da taştığını göstermek içindi bu yazdıklarım.. Son olarak La Motta'nın anlattığı bir hikayeden alıntı yapmak istiyorum.

    ''Karım Vickie ve ben 11. evlilik yıl dönümümüzü kutlayacağız. Teşekkür ederim. Bu da bana iki dostumu hatırlattı. Biri evli, biri bekar. Evli olan bekar olana:

    - ''Neyin var senin?'' demiş. ''Neyin var? Bir benim halime bak bir kendi haline bak. Akşam eve geldiğim zaman karım beni kapıda bir kadeh içkiyle karşılar. Sonra ılık bir banyo hazırlar. Sonra masaj yapar. Ardından ateşli bir sevişme yaşarız. Ondan sonra da nefis bir yemek yeriz. insan daha başka ne isteyebilir ki? Neden sen de aynı şeyi yapmıyorsun?''

    Bekar arkadaş:

    - ''Ne güzel.'' diye cevap verir. ''Karın ne zaman boş?''

    --spoiler--
    3 ...