1960 nobel edebiyat ödülü seçici kurulu onu ödüle layık bulma gerekçesini şu sözlerle ifade etmiştir;
"Çağımızın koşullarını düşsel bir üslupla yansıttığı şiirlerinin, akılda süzülen üslubu ve görüntüleri andıran betimlemeleri için."
Şiirlerinde, hemen her yönüyle aşktan, insanoğlunun sahip olduğu erk ve dayanma gücünden, gökyüzünün ve okyanusların enginliğinden ve hoş anılarla dolu bir çocukluk döneminden bahsedilir.
karmaşık anlatım tekniği ile yaşanılan duyguları ve çevresindeki nesneleri adeta tümüyle anlaşılmaz kılan tasvirlerinin edebiyatçılarca yoğun eleştiri alması sonucu perse, "sanat yapmak gibi bir amacım asla olmadı, düşünce ve hislerimi okuyucuya olduğu gibi aktarmanın daha doğru bir davranış olduğunu düşündüğüm için böyle yazıyorum" demiştir. ona göre "anlatılanlar, anlatılmak istenenlerin kendi durumlarıdır" ve o, onları böyle görmektedir.
*****
'yeller' şiirinden bir kuple;
Ve çağının insanları yolundaki Ozan da bizimledir.
Çağımıza ayak uydurup da, bu büyük yele ayak uydurup da. Bildirileri çözümlemektir aramızdaki uğraşı onun.
Ve yüreğin aydınlanışıyladır içine doğan yanıt onun.
Yazı değil, ta kendisi nesnenin.
Tümlüğünde ve en duygun noktasında yakalanıp da.
Korumak, kopyalarını değil de, özgün olanlarını.
Ve Ozan bizimledir daha... Belki de bu sonuncu saat, hatta şu dakika, bu an!.. Ve bu ana doğmak için çok az bir zamanımız var.!
Ve bekleyişin bu doruk noktasında, verilmiş sözün solunur olduğu yerde,
Soluğunu tutman daha yerinde olacak senin.
Ve şans tanınmayacak mı Biliciye? Ya Dinleyiciye yanıt?
Ozan aramızda daha... Belki de bu sonuncu saat...
Şu dakika hatta... bu an!..