napıyosun exper dedim. sen entellektüel bi adamdın noldu sana böyle dedim. gözlerimin içine baktı. ayaklarını karnına çekip ''sus konuşma hacu '' dedi. kimse iplemiyor söyküyü, hikaye falan yollayan yok artık dedi. hislendim. yavaşca yanına gidip saçını okşadım, ısırdığı söykü dergisini ağzından alıp, istersen sana kol kadar bi yazı yazayım he exper dedim. ahaha diye güldü. sert bi şekilde dergiyi tekrar alıp sen kapıya kayarsın kukican dedi.
aynı kapıdan zall geldi. noluyo beyler burda dedi. şştt sessiz ol dedim. cebimde taşıdığım hacı şakirin gül kokulu sabununu yere düşürüp, bunu bana verir misin zall dedim. yeme beni gukla dedi. sen az ibne değilsin, kim bilir ne hınzırlık düşünmüşündür dedi. expere baktım, dergiyi kemirmeye devam ediyordu.
kapıdan bu sefer salca geldi, ooo millet naber deyip yerdeki sabunu gösterdi. biri basar düşer olum dedi. yavaşca sabuna doğru eğildi. exper ağzındaki dergiyle bana baktı.
ben zalla baktım, zall expere, ben tekrar zalla. sonra hep beraber salca'ya...
zall duurrr diye bağırdı. artık çok geçti.. salca 28 derece eğilmiş sabunu eline almıştı.
sırıttım.
exper söyküyü daha sert kemiriyordu...