türkiye başbakanı sayın recep tayyip erdoğan bey efendiyi, darda kalınan bir zaman diliminde aniden akla gelmesiyle, ya da halk göz etmeksizin her kesimden ve her ülke insanından kişilerin huzur istediğinde yerine getirmesi gereken gerçektir.
şimdi bendeniz bu kanıya balkonda, yani platonik aşkım olan melisa hanım efendiyi elimde pipo düşünürken vardım. nasıl vardım kısaca anlatayım o vakit izniniz olursa. buyurun,
arkadaşlar!, bu melisa çok güzel bir hatun, öyle böyle değil hacı cinsinden anlatılmaz yani cillop cillop, neyse bunun gavur anası kızın akşam sokağa çıkmasına izin vermiyor, ki villada yaşıyorlar hesap et! yani anasını gören de adma sanır!, neyse efendim işte gel zaman git zaman ben buna dedim ki balkona çık bari de allah büyük oradan bakışırız da az da olsa yüzünü görürüm sultanım dedim, böyle bir kaç gece devam ettik, derken kanıya vardığım gece geldi çattı, şu ki, sokak köpeği ile bir sarhoşu yoldan geçerken gördüm, hemen bağırdım heeeey yolcu durrr durrsana laaan, diye seslendim, baktım ki hiç oralı olmadı teres, sinirlendim aşağıya indim araba yerine yürüyerek gideyim bari de arabası var benim yok diye üzülmesin diye düşünerek koşturdum allah koşturdum,
neyse işte vardım yanına ulan hırbo dedim niye durmuyorsun adam mısın lan sen diye ayak üstü şamar tekme salladım allah ne verdiyse fakire, iyi de geldi esasen bu dayak atmam, melisayı aklımdan çıkardı biraz da olsa yani yalan yok kardeşlerim, neyse dedim ki, aga sen niye beni duymamazlıktan geliyorsun dedim, yine ses yok yine yok!, meğerse bu abimiz sağırmış sağır!!, bi üzülmem mi ben oracıkta, bi kıyılmaz mı bu imparator içimin ciğerleri aman aman bir gözlerim dolmaz mı sormayın, baktım olmaz böyle diyerek, eve götürdüm itiylen, girdik eve açtım dolabı buna bir kaç şey hazırladım,
o sıra telefonum seksi müzik melodimle caldı açtım alooooo dedim melisaydı aşkım gel balkondayım!, dedi, siktir git ulan dedim be biz burada dedim ne hayatlarla uğraşıyoruz sittirme aşkının ızdırabını gebeş diye fırçalayıp melisayı yatağa gönderdim, döndüm tekrar garibin yanına, gözlerine şöyle bir baktım oda bana baktı, gülümsedi utanarak, ye ye utanma abi dedim, gittim aşağıdan kağıt kalem getirdim, ki yazışarak anlaşalım bari diye, yazdım ona, lan hımbıl sen ne ayaksın böyle anlat adın ne ne iş kulak ne zaman böyle oldu filan, aldı kalemi tam 7 dakika bilemedin 16 dakika arası yazdı da yazdı babam, verdi tutuşturdu elime, başladım okumaya, yazdığı şeyler çok ilginçti, adı ferhatmış, karısı ölmüş o gün bugündür devlet bakıyormuş bu abimize kısacası bu, bir kere sayın recep tayyip erdoğan bey ile görüşebilmiş elini sıkmış yanağına yanak sürebilme şerefine nail olmuş, onu tanıdıktan sonra hayatımda çok şey değişti evlat yazmış, devamında ise, allah recep beyden razı olsun sayesinde bana ev, kömür, ve yiyecek giyecek ihtiyacımı karşılayan bir belediye tahsis etti diye arzuhalini bitirmiş. gözlerim dolu dolu allahuekber nidaları ile mutfağı titretirken kağıda sen anlat dedi yeğen dedi!, yazdım bende işte melisayla olan sevişememe kısıtlı hayatımızı anasını yazdım kaknemliğini yazdım, hemen aldı kalemi düşün evlat dedi bana düşün, neyi la yazdım, başbakanımızın o güçlü ve mağrur duruşu ile geçen ömrünü düşün yazdı ihtiyar, olur emmi bir düşüniyim dedim seni mi kıracağım dedim ve bende cevap yazdım, gitti bu baktım karanlıkta kayboldu, bende verdiği tavsiye ile yatağıma uzandım, o gece ne gördüm biliyor musunuz arkadaşlar, inanamayacaksınız ama melisa ile aynı teknede el ele mavi sulara bakıp öpüşüyorduk!, yani ilk geceden etkisini göstermişti verdiği tavsiye!!. artık sizlere de tavsiyem yatmadan önce o'nu düşünün, ve huzura eriniz.