insanlar dini kendi doğruları ve istekleri doğrultusunda yorumlamış olsalar bile bu, dinlerin insanlığın gelişmesi ve refahı önündeki en büyük engel olmasını değiştirmez. her zaman söylerim; dinler aptal insanları kontrol etmek için dönemin akıllıları tarafından uydurulmuş bir kavramdır. biri çıkıp "mağaradaydım birden ses geldi bir baktım melek benle konuşuyor, sonra kitap indi falan böyle nur doldu etraf" dese şizofren ve halüsinasyon gören bir kaçık olarak yaftalanır. ama o dönemde insanların beyinleri bu tarz şeyleri ayırt edemediği için inanma yolunu seçmişlerdir.
eğitimli, kişilikli, insan haklarına saygılı bilinçli kişiler iyiyi ve doğruyu cennete gitmek amacıyla yapmazlar; olması gereken olduğu için yaparlar. ödül ceza yöntemi ile zeka seviyesi düşük insanları kandırmak her zaman kolaydır ve görüyoruz ki din bunu çok güzel başarmakta.
Başka bir nokta ise, dinlerin yoldan çıkan insanlığı yola sokmak, dünyayı daha yaşanır bir hale getirmek için gönderildiği söylenir. Fakat etrafa baktığımızda her gün açlıktan, savaştan ve hastalıktan ölen binlerce insan var yani dünya öyle matah bir yer değil ve görüldüğü üzere gelen giden bir peygamber yok.
lafın kısası dinler insanlar için her zaman bir ayak bağı olmuştur. ortaçağ'da kilisenin etkisi çok güçlü olmasaydı insanlık çok daha hızlı ilerleyebilirdi. dünya'nın yuvarlak olduğunu kanıtlayan adamı "hayır dünya tepsi gibi" deyip öldüren ya da onu bu düşünceden vazgeçiren de gene dinin ta kendisidir. masum insanları "cadı" diyerek yakan yine dinin ta kendisidir.