Bizler, 657 sayılı Kanuna tabi Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışan üniversite mezunu hizmetlileriz.
Yaşadığımız mağduriyetin başını, sonunu, nasıl ortaya çıktığını, sebeplerini ve sonuçlarını bizzat yaşayanlardan yani mağdurlardan öğrenmenizi istedik.
Ailelerimizin maddi imkânları kısıtlı olması nedeniye, üniversite okuyabilmek için lise mezunu olarak Yardımcı Hizmetler Sınıfında hizmetimize başlaşmış, çalışıp ekmek parası kazanırken aynı zamanda üniversite eğitimini tamamlamış bu ülkenin yetişmiş gençleriyiz. Üniversite eğitimimizi tamamlamış olmamıza rağmen, bize hâlâ hizmetli muamelesi yapılıyor olması oldukça ağırımıza gitmektedir. O kadar yıl okuduğumuzdan dolayı mutlu değil, kahroluyoruz. Kahrolmamızın sebebi, sarı çizmeli Mehmet ağanın “oğlum sen okudun da ne oldun?” sorusuna cevap veremememiz, sürekli olarak eziklik hissetmemiz, bunca yıl okuyarak hak ettiğimiz noktaya ulaşamamamız ve ızdırap duymamızdır.
Bugün bizi en iyi anlayacak bir kişi var ise o da sizlersiniz, çünkü kendi ifadelerinizden öğrendiğimiz kadarıyla, çocukluğunuzda simit satarak okuma mücadelesi vermenizdir. Çalışarak okuma mücadelesi vermenin ne kadar zor olduğunu biliyorsunuz. Yine aynı şekilde okuduğumuz bir okulun diploması kayda değer görülmeyip, kast sisteminde olduğu gibi alt sınıftaki insan muamelesine tabi tutulmamızı, okumuş bulunduğunuz imam hatip okulunun diplomasının üniversiteye kayıt için yeterli görülmemesi nedeniyle mağdur olmanızdan dolayı en iyi siz anlayabilirsiniz.
Müsaadenizle sizlere soruyorum. Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkararak eğitime çok büyük önem veren bir ülkenin, üniversite mezunu gençlerine hizmetli olarak temizlik işlerini yaptırması sizce uygun mudur?
Yıllardır almış bulunduğumuz eğitimin hiç mi önemi yoktur?
Gençlerini okuması için teşvik eden Türkiye Cumhuriyetinin, üniversite okumuş hizmetlilerini, iyi bir örnek olması için, almış bulunduğu eğitime layık bir memur olarak çalıştırması gerekmez mi?
Avrupa Birliğine girmeye hazırlanan, değişen ve gelişen dünya şartlarına gençlerinin hazırlanmasını isteyen, bunun için Fatih projesi ile öğrencilerine tablet bilgisayar dağıtan Hükümetinizin, Yükseköğrenimi tamamlamış gençlerine değer vermeyerek, sen zaten hizmetlisin hadi temizlik yapmaya devam et demesi, uygar ve medeni Avrupa Birliğine aday ülke misyonuna ve vizyonuna uygun mudur?
Sizi bu konuda rahatsız etmek istemezdik. Fakat sorunlarımızın benzerlerini bizzat yaşamanız nedeniyle bizi en iyi anlayabilecek ve bu sorunlara çözüm üretebilecek tek merci sizlersiniz. Bunca yıl okumaya emek veren, kendini değişen ve gelişen dünya şartlarına hazırlayan üniversite mezunu hizmetlilere, gerek Avrupa Birliğine aday ülke misyon ve vizyonuna yakışır bir memurluk statüsü kazandırmak, gerekse de şu anda okumakta bulanan gençlere iyi bir örnek oluşturması için bu sorunun çözülmesi gerekmektedir.
Sayın Başbakanım;
Hükümetinizin her geçen gün toplumun belirli kesimlerinin durumlarını iyileştirdiğine, sözleşmelilere kadro verdiğine, Yardımcı Hizmetler Sınıfındaki Bekçileri ve itfaiye Görevlilerini Genel idari Hizmetler Sınıfına aldığına şahit oluyoruz. HÜKÜMETiNiZiN BiZ ÜNiVERSiTE MEZUNU YARDIMCI HiZMETLER SINIFINDAKi HiZMETLiLERE DE MEMURLUK UNVANINI EN KISA SÜREDE VERECEĞiNE, YUKARIDA BELiRTTiĞiM SEBEBLERDEN DOLAYI BU MÜJDEYi BiZLERDEN ESiRGEMEYECEĞiNE YÜREKTEN iNANIYORUZ VE BU YAPACAĞINIZ ÇALIŞMALARINIZDAN DOLAYI ŞiMDiDEN SiZLERE TEŞEKKÜR EDiYORUZ.