sevgili kürt sevicileri ve kürt savunucularına seslenmek istiyorum.
bir özet geçip çıkacağım tüm yazdıklarımın üzerinden. ondan sonra isteyen bana dava açsın, isteyen "ırkçı-faşist" desin. umrumda değil.
sevgili kürtler de beni yanlış anlamasınlar. kendileriyle, milletleriyle zerre kadar bir derdim, bir alacak, vereceğim yok. zira muhatabım değiller, olamazlar da.
ben sadece bunların gerçek yüzlerini, gerçek kimliklerini ve niyetlerini gözler önüne sermeyi hedefledim. bunu da büyük ölçüde başardığıma inanıyorum.
kürtler için ne diyoruz?
-kaçak elektrik kullanıyorlar,
-eğitimsizler,
-şehirlerimizi kirletiyorlar,
-hainler,
-devlete ve millete yük oluyorlar,
-takiyye yapıyorlar,
yer istanbul'un kenar mahallelerinden birinin yakınlarında bir işletme.
işletmemiz kendi özel elektrik hattını yaptırıyor, çok geçmeden civardaki tüm kürt evleri bu elektrik hattından faydalanmaya başlıyor. haliyle işletme ihtiyacı olan elektriği randımanlı alamıyor.
bu duruma bir çözüm aranıyor ve firmamız tarafından işletmede kullanılacak voltajın 220 v değil 110 v olarak ayarlanması tavsiye ediliyor ve uygulamaya geçiliyor.
besleme hattı 110 v gerilim vermeye başlıyor. tabi bu arada bu besleme hattından hırsızlık yapan şerefsizlerin evlerindeki tüm buzdolapları, televizyon, müzik seti, çamaşır ve bulaşık makinası gibi cihazlar perte çıkıyor bunun üzerine kürt vatandaş işletmenin kapısına dayanıyor ve hesap soruyor.
"la noliy evdeki bütün aletler gidiy..."
yani hem hırsız hem yüzsüz. hem adamın elektriğini çalıyor hem bir de gelmiş hesap soruyor...
(bkz: kürt/#14512184)
--spoiler--
hadi burada ben abartıyorum, yahut yalan söylüyorum.
türkiye'nin müreffeh bölgelerine güya "ekmek parası" kazanmak için geliyorlar. amenaa. ekmek kavgasıdır. lakin geldiğin, yerleştiğin yere kendi yaşam tarzını getirmeye çalışırsan oranın da düzenini bozarsın.
pek çok büyük şehrimizdeki çarpık yapılaşma, gecekondulaşmanın sebebi yine bu insanlar değil mi?
zaman zaman yaşadığımız türk-kürt gerginliklerinin sebepleri bunlar değil mi?
şehirlerdeki suç oranlarını yükseltenler yine bunlar değil mi?
evet hainler.
zira kendisine yüzyıllardır bakan bir vatan kavramına sarılmayı, bir bayrak altında tek millet olmayı reddediyorlar.
bütün bunlar için yegane savunmaları şu;
"devlet bize bakmıyor..."
oysa ki aşağıda da inceleyeceğimiz üzre devlet asıl onlara bakıyor.
bugün karadeniz'e, iç anadolu'ya ve hatta bursa'nın, izmir'in, antalya'nın köylerine dahi yatırım yapmayan devlet, asıl yatırımı onlara yapıyor. ne gariptir ki bursa'nın dağ köylerinde, karadeniz'de, ege'deki yoksul halk eline silah alıp dağa çıkmıyor, terör örgütleri kurmuyor.
bunun adı hainlik değildir de nedir?
tüm bu saydıklarımız yetmiyormuşçasına bir de devlete, dolayısıyla millete yük oluyor, olmaya devam ediyorlar.
eğitimsizliklerinin verdiği cehaletle korkunç bir hızla ürüyor, memleket ekonomisini alt üst ediyorlar.
rakamlar ortada.
(bkz: 16 milyon yeşil kartlının 12 milyonu kürt/@protest sanayici)
devam edelim örneklemelere;
diyarbakır, van, hakkari, muş, bitlis, bingöl, şırnak, mardin, siirt, batman, ağrı...
türkiye ekonomisine ne katıyor bu iller ve türk ekonomisinden yani bizim cebimizden neler götürüyor?
bu yukarıda saydığım 11 il'in ödediği toplam vergi ne kadar biliyor musunuz?
1.300.000.000 tl(bir milyar üç yüz milyon türk lirası)
peki bu 11 ilin toplam nüfusu kaç?
6.400.000(altı milyon dörtyüz bin)
bu manzarayı şu karşılaştırma ile örnekleyelim.
yukarıda 11 il için taahhuk eden vergiyi yazdık. bir milyar üçyüz milyon lira...
bu vergi sadece balıkesir ilinde taahhuk eden vergi miktarına eşit...
balıkesir ilinin nüfusu ise sadece 1.150.000(bir milyon yüzelli bin)
yani basit bir matematik ile 1 balıkesirli 4 güneydoğulu kadar vergi veriyor.
hak mı?
adalet mi?
adalet yok, aramıyoruz da zaten.
yetmiyor...
sürekli istiyorlar. maaş talep ediyorlar...
aşağıda okuyacaklarınız özel harekatta vazifeli bir arkadaşımızın anlatımıdır;
--spoiler--
tayyip yeni kanun çıkardı 5233 sayılı kanunda değişiklikle, sivil şehit yasası dediği, ölen için önce 25 bin tl tazminat veriliyor bu maddi tazminat (birde mahkemeye giden var içişleri bakanlığından manevi tazminatta alır 200-300 bin tl. o ayrı) ölenin yakınlarını emekli yaptılar her ay asgari ücret ödeniyor bunlara, şu an birde ailesinden 2 kişiyi işe almaya başladı göreve bile başladılar.
şerefsizler benim köyümde insanlar ekmek parası bulamaz, yinede devletine saygı duyarken,
bunlar hem sosyal yardımlaşmadan para alır birde yetmiyor derler, bedava ev yapılır, elektrik su bedavadır, kömürleri bedavadır...
bu g.doğu anadolu ve doğu anadolunun heryerinde geçerli.
bu para dağıtma yetkisi, il merkezinde valiliktedir. o ilin sınırı dahilinde bulunan büütün ilçelerine verilir,
sadece hakkari'ye 200 milyon tl(trilyon) vermişler, hala veriyorlar(bütün ilçelerinden başvuranlar alır), benim bulunduğum ilde 150 trilyon verildi(bütün ilçelerden başvuru var toplam başvuranlar 50 bin kişi) en çok diyarbakır ödemiş galiba 300 trilyonu geçmiştir(tahminen orayı bilmiyorum arkadaşlarım var)
ben, nüfusu 50 bin olan bir içedeyim, başvuran 53 bin kişi...
öyle ki adam köyden göçmüş 30-40 sene önce(terör yokken) istanbul'a, ankara'ya, adana'ya ya da almanya'ya, hatta çocukları orada doğmuş vatandaş bile değiller köylerinde kimse tanımaz ama dedelerinin arazisi olduğu için onlar bile başvurmuş para alıyor.
bir örnek vereyim adam pkk'lı cezaevinde, adamın oğlu köyde mayına basmış ölmüş, ne olur? o cezaevindeki terörist oğlunun ölümünden dolayı terör parası alır.
karacehennem ormanına görünüşte odun toplamaya giden bir adam ve oğlu aslında haklarında kesin istihbarat var, örgüte erzak ve mühimmat götürüyorlar, adam dönerken askerle çatışan pkk arasında kaldı ve öldü, oğlu yaralandı. adamın karısı önce maddi tazminat aldı ölüm parası 25 bin tl., oğlu yaralanma parası 5 bin tl. adamın karısı şuan sgk emeklisi oldu, asgari ücret alıyor her ay. adamın yaralanıp iyileşen oğlu şuan devlet dairesinde işe yerleştirildi.
bunlar hakkındaki tsk raporları, istihbarat bilgileri ise görmezden gelindi siyasi otorite tarafından. ve böylece teröre destek olan, terörist olanlar da yararlanmaya başladı devletin tüm imkanlarından.
adaleti bu bunların, yinede bu şerefsizler bizim askerimizi yola çıkan konvoyu pusuya düşürttü bilgi verdi pkk ya, o genç çocukları şehit ettiler yanmış parçalarını ben topladım, 10 asker ve lojmandan arkadaşım 8 polis, allah ailelerine sabır versin.
--spoiler--
devam edelim örneklere...
şırnak ili
nüfus: 430.000
şırnak ili özel idaresi 2010 bütçesi: 46 milyon tl...
osmaniye ili:
nüfus:480.000
osmaniye ili özel idaresi 2010 bütçesi: 28 miyon tl...
özel idare.
bildiğin özel idare işte. eğitim, güvenlik, sağlık vb bütçeler buna dahil değil. asfalt yapıyor, sulama kanalları yapıyor...
tarımın en önemli geçim kaynağı olan osmaniye iline ayrılan bütçe malesef dağlık şırnak'a ayrılan bütçenin yarısı.
fazla yoruma gerek yok.
bunlar herkesin internetten kolayca ulaşabileceği bilgiler.
burdur ili toplam nüfusu: 255.000
bingöl ili toplam nüfusu: 265.000
hemen hemen eşit.
burdur ilinde 55.000 prim ödeyen vatandaşımıza karşı 18.000 yeşil kartlı var.
bingölde ise 24.000 prim ödeyene karşı yeşil kartlı sayısı 128.000...
bunu takiben, burdur ili için devletimizin ayırdığı bütçe 220 milyon lira iken, bingöl ili için devletimizin ayırdığı bütçe tam 580 milyon lira.(örtülü ödenekten ve bakanlıkların bütçelerinden ayrılanlar hariç).
devam edelim.
burdur ilinden toplanan vergi 245 milyon lira, bingöl ilinden toplanan vergi ise sadece 54 milyon lira.
bu durumda burdurlunun hakkını, bingöllüye yediren sisteme de devlet adı verilmekte.
nüfuslar eşit, burdur'un bingöl'den farkı ne? burdur'un köyleri bingöl'ün köylerinden daha fakir. burdur'lu çiftçinin kimse gözünün yaşına bakmadan tarlasını, traktörünü, ineğini, düvesini haczediyor. bingöl'de ise haciz yapmak imkansız...
fark nerede?
bingöllü kürt burdur'lu türkten daha mı üstün?, daha mı akıllı?
devam ediyoruz...
bazı illerin sosyal güvenlik primi ödeyen yani çalışan sayıları ile yeşil kartlı sayıları;
kürt nüfuz bölgeleri ile diğer bölgelerimiz arasındaki orantısal uçurum bariz ortada değil mi?
karadeniz bölgesinin iç kesimlerinde yol, su, elektrik yok. güneydoğudaki kürt karısı doğum yaparken helikopter kaldıran bu devlet, karadeniz'deki anamız, bacımız doğum yaparken kaderine terk ediyor.
toroslarda ayağı çıplak dolaşan soyu türk, sopu türk, bilinci türk kandaşlarımız güneydoğudaki kürtten daha yoksul değil mi?
ya da erzurum'da, kars'ta kar altında hastalıkla mücadele eden türk insan değil mi?
burada yoksulluktan, yokluktan, imkansızlıktan ve devletin hatalarından bahsedilecekse, türklere reva görülen bu zulümden bahsetmeyip, kürtler için ajitasyon yapmak, alenen kul hakkı yemek değil de nedir?
rakamlar yalan söylemez, işte yukarıda açık seçik meydanda. daha hala kürtlerin ezilmiş olduğunu, ikinci sınıf olduğunu söylemek, karşındakinle dalga geçmektir.
bunlar kime yük?
bize, hepimize...
bütün bunlar yetmiyormuş gibi, devlet bir de bunların sınır kaçakçılığı yapmasına göz yumuyor. bunlar sınır kaçakçılığı yapıyor, devlet müsade ediyor, pkk bunlardan vergi kesiyor.
kürtlerin sınır kaçakçılığı yaparken pkk'ya ödediği sözde vergiler sayesinde kaç güvenlik görevlimiz, kaç öğretmenimiz, kaç doktorumuz şehit edildi biliyor musunuz?
ama buna rağmen iktidar partisinin iki numaralı adamı ekranlara çıkıp, "kaçakçılara özel ihtimam gösteriyoruz, onları uyarıyoruz" gibi laflar söyleyebiliyor.
tüm bunlara rağmen kürtleri şirin gösterme yavşaklığı neredeyse devlet politikası oldu.
şerafettin elçi adlı kürtçünün cenazesinde devlet erkanı göz yaşı döktü, akabinde aynı adamın bölgesel cenaze töreninde tabutuna pkk bayrağı asıldı, bir gün önce göz yaşı döken beyinsizlerden biri bile çıkıp "noluyor lan" diyemedi. https://galeri.uludagsozluk.com/r/366128/+
diyemedi zira, türk devletinin resmi politikası kürt islam sentezi olmuştu artık.
kabinede kürt açılımına destek vermeyen tek bakanın başı yendi, kürt bakan sayısı fazlalaştırıldı. son değişikliklerle kabinedeki kürt bakan sayısı 9'a yükseltildi...
yetmedi.
paris'te öldürülen pkk'lı orospular için devlet eliyle resmi pkk cenaze törenleri yapıldı. bu orospular için devlet uçak tahsis etti, terörist aileleri hepimizin aralarıyla paris'e götürüldü, cenazeler yurda(!) getirildi.
yukarıda sıraladıklarımız sebeplerle son zamanlarda kürtlere karşı bir milli uyanış ve bu adaletsizliğe karşı muhalif sesler yükselmeye başladı.
devleti soyan ve her türlü imkanlarından faydalanıp üstüne üstük silaha sarılanlar, özerklik ve bağımsızlık isteyenler pabucu pahalı bulunca ne yaptı?
"kürt halkı devlet kurmak istemiyor" diyerek takiyye yaptı.
haklılardı.
neden devlet kursunlar ki?
kuracakları devlette et elin göt elin bu şekilde yaşayabilirler mi?
birileri bunları soracak. birileri bunları gösterecek.
ve sevgili hükümetimiz de utanmaz bir uslupla ve yüzsüzlükle bunları gizleyecek.
iş işten çoktan geçmiş belli ki.
bir millet bu kadar öküz, bu kadar angut, bu kadar kafasız olabilir mi?
bir millet bu kadar derin uykuda olabilir mi? milleti uyutmak, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemektir.
asıl acı olan ise bu yüzsüzlükleri yapanlara oy verenler ile iç içe yaşamak, gün boyu selamlaşmak, aynı havayı solumak zorunda kalmaktır.