Misafirlik psikolojisini en iyi açıklayan kelime geçicilik olsa gerek. Bulunduğu halin az ya da çok, bir zaman sonra sona ereceğini bilen misafir, bu geçici durumda bulunma ruh hali içerisinde vuku bulan olaylara çok takılmaz. Zira bu geçicilik ona minimum oranda sahiplenme yetkisi verir. Sahibi olmadığınız veya hüküm geçiremediğiniz herhangi bir şey karşısında kimse sizden kafa patlatmanızı veya sorumluluk almanızı beklemez. Zira gerçekleşen olaylar hep misafirin dışında birilerinin inisiyatifi altındadır ve bu yüzden de misafir daha çok, durumun belirleyicisi değil ondaki etkiye mecburi ve doğrudan maruz kalan bir konumdadır.
Geçicilik beraberinde kısmi körlüğü getirir. Yani gözünüz her şeyi görmez, görmek istemez. Görmek istemediğiniz şeyleri görmeniz durumunda ise hemen geçer ve unutursunuz. Misafirin bir amacı vardır ve misafirliği boyunca bu amaca ulaşmaktır tek derdi. Yazın baba evini ziyaret eden kadın için tek amaç anne-baba ve kardeşleriyle hasret gidermektir. Bunun için de tek istediği her fırsatta onlarla muhabbet etmek, onlarla eğlenmek hâsılı misafirlik süresince her anını onlarla geçirmektir. Kaldığı müddet zarfında meydana gelen problemler evin sakinleri kadar etkilemez onu. Hatta meydana gelen aksaklıkları bile evdekilerle birlikte yapabileceği şeyler için bir bahane olarak görür. Dolayısıyla hiçbir şey gözünde büyümez ve her durumu amacına hizmet edecek bir araç haline getirmenin bir yolunu bulur.
Misafir rahattır. Şartlara karşı umursamaz derecede bir tavrın neticesidir bu rahatlık. Boş verir çoğu şeyi. Çünkü bilir ki, misafirliği boyunca hiçbir şey onu birincil derecede etkilemez ve ilgilendirmez. Kısa bir süre sonra o konumdan ayrılacaktır. O halde kısa bir süreliğine kendisini etkileyecek şey neden onun için mesele haline gelsin?