tek kelimeyle enteresan bir ülkedir. çok az türk'ün bildiği türkçe ismiyle kaloşvar şehrinde, yani cluj napoca'da geçen yılın şubat ayında buz gibi soğukta 3-4 gün bulunduğum memleket. bıçak gibi bir soğuk. ne eldiven ne de şapka kesmez, azap çektirir. caddelerinde kar yığınları, salkım saçak elektrik telleri, düzensiz sokakları, çingeneler zamanı filmini hatırlatan bıyıklı, şapkalı yaşlılarıyla ilginç bi memleket. müziği, dans etmeyi, dışarı çıkmayı, eğlenmeyi seven bir millet. markete girersiniz kasiyer kadın istifini bozmadan radyodan şarkıyı rahat rahat söyler, tek gerçek şey eğlence gibi bir ortam var. hafta içi günler bile barlar hareketlidir. yeme içme ucuz lakin avrupalı turist daha fazla gelmeye başladıkça biraz pahalılanmaya başlamış. insanları sıcak ve iletişime açık. şarapları güzeldir. istasyonları bakımsız ve eskilerde kalmış, dökük adeta 80'lerde kalmış gibi. sıcak bir yer bulmak adına dilenciler, evsizler bütün gün istasyonun kapalı bölümünde bekçilerle köşe kapmaca oynar, bekleyen yolculardan kahve veya bozuk para isterler. allah kimseyi aç ve açıkta bırakmasın. macaristan'a girdiğinizde avrupa'ya döndüğünüzü anlıyorsunuz. düzen, temizlik ve ciddiyet fark atıyor sınırı geçer geçmez ve iddia ediyorum beden dili ve tipleriyle türk'lere acayip benzeyen memleket. tüm taksi şoförlerini türk sanmanız kesin.