bülent arınç ve ona benzer kabine yüzünden bizim okullarda çektiklerimiz yanında koca bir sıfırdır (rakamla 0 ).
mecburi edit: lan şimdiki nesil bilmez biraz açıklama yapalım,
turgut özal dönemi eğitim politikasının izinden ilerlediler, o dönemlerde bizlerin başında avni akyol adında bir milli eğitim bakanı elinde, himlerin deneylerine benzer eğitimsel dönüşüm testine tabi tuttular,
bütünleme ve sınıfta kalmayı önce şök (şartlı öğrenci kurulu) ardından kredili sistemle sınıfta kalmayı tamamen ortadan kaldırdılar, sabah derse gir ikinci ders kaç üçte okula geri dön gibi son derece reformist bir yaklaşımla lise öğrencilerini üniversite ortamına hazırladılar,
lakin şunu unuttular, resim ve beden eğitimi dersi ağırlıklı kredilerle okulları sokağa boşalttılar, genel kültür mezunu diploma notu 2 lerde, genel kültürün yakınından geçmemiş tipler üniversite sınavlarına yönlendirildi, aralardan sıyrılabilenler biraz ileriye gitmeye çabaladı hepsi bu,
o günün angutları bugünlerde yaklaşık 35 li yaşlar civarında gezinmekte, bir çoğu kömür makarna kültürü sayesinde istisnai kadrodan devlet memuru oldu, bürokratlarımızın büyük kısmını bu genel kültür mezunu parıltılı gençliğin oluşturduğu bir yönetim kademesinin son şaheseri, okullar olmasa milli eğitim ne kolay yönetilirdi diyebilen bir milli eğitim bakanıdır,
milyonlarca insanın hayatını kaderini iş bilmez yetersiz misyonsuz ve vizyonsuz adamlara teslim ettikten sonra, eğitim yuvalarının içinden çıkan yeni pırıltıların nasıl olacağını hayal etmek zor olmasa gerek !
sonra neymiş kapıdan girememiş camdan girmiş, okula alınmayıp zulüm görmüşler, falan filan....
cuma mitingleri sustu, kimse allahuekber diye cami çıkışında salyalar saçarark eminönünde gezmiyor ? ne oldu ülke çokmu müslümanlaştı ? yoksa sermaye saf değiştirip bu arkadaşların kontrolünemi geçti ?
bülent beyin anlattığı hikayelere ben ve benim gibiler inanmıyor bundan eminim, ama cuma cami çıkışında yeşil bayrak sallayanların evlatları için durum nedir ? birileri bunu açıklayabilirlermi.