uzun yıllar bu karayolu üzerinde oturmuş birisi olarak, çok doğru yapıldığını hatta cezaları şak şak yapıştırmalarını umduğum sınıdırdır. 100 metre ileride trafik ışığına rağmen kısaca rastladığım kaza olaylarından bahsedeyim.
-apartmanımızın zemin katında bulunan dükkana tır girdi. bildiğin tır girdi ve binanın kolonuna çarparak durabildi. hayır zaten depremden sonra ağır hasar almış allah korudu. Tuvallette sıçarken çıkan o sesle birlikte binaya şimşek düştüğünü sanmıştım.
-çalışma yapıldığı sırada yolun kenarında bulunan kum havuzundan, filmlerden esinlenen bir şoför hızlı bir şekilde uçmuş üzerinden ve takla atmış vaziyette gördük.
-üst geçit 200 metre ileride olduğundan dolayı, trafik ışığına güvenen birkaç yayanın karşıya geçerken ölmesi.
türkiye'de maganda vari tiplere ehliyet vermeyerek bu sorunu çözebiliriz öncelikle. d100 karayolu dümdüz bir yol değil. üzerinde bir sürü ev ve iş yeri bulunduğu, ilçeleri ortasından ayıran bir karayolu. öyle ''ne kadar salakça, ne kadar aptalca'' gibisinden ahkam kesmek kolay. senin çocuğun o karayolunun kenarında bahçede top oynayan çocuk olsa böyle konuşabilir misin?. şimdi niye karayolunun kenarında top oynuyor diyenler çıkabilir baştan söyleyelim yer mi var?