"intihar etmenin tek meşru yolu yaşamdır" diyordu gördüğüm en uzun intihar girişiminin sahibi kişilik. dünyaya geldiği andan bugüne kadar bir süreç. yetmiş iki yıllık bir intihar vakası. yıllarca, sıcak koyunlarda tecrit yaşamış bir varlık.
kaç kalp atışı, nefesini kesen kaç güzl an? kim bilebilir ki?
saatler süren suskun sohbetlerimizden sonra elime tutşturduğu kağıtta yazanlar hep aynı:
"intihar etmenin tek meşru yolu yaşam olduğu için yaşıyorum.
midemi bulandıran dostlukların sırtına yüklüyorum geçmişin acı anılarını. önce hafifçe üfleyip sol elimle üzerindeki tozlarını siliyorum, ruhların.
naftalinleyip saklıyorum yaralarımı. kokmasınlar diye. kokup da rahatsız etmnesin karşı parkta oynayan çocukları.
onlarca amfetamin içeyim diyorum. olmuyor. smith wesson u tıka basa doldurup masamın üzerine koyuyorum. şarap şişesinin soluna. bana pis pis sırıtan sarı mermileri görüyorum. yine olmuyor.
içeri geçip, tavana asıyorum emektar sicimi. emektar o. yıllar önce ben yüzmeyi bilmezken o sicim sayesinde kurtulmuştum. göz göze geliyoruz. gözlerimi kaçırıyorum. yine olmuyor.
hızlı adımlarla teras katına çıkıyorum. gökyüzünde milyonlarca yıldız var. ayaklarımı teras korkuluklarından aşağı sarkıtıp bekliyorum. bedenimin buz gibi zeminle öpüşeceği anın hayalini kuruyorum. yine olmuyor. muhteşem bir final düşlüyorum hayatıma.
muhteşem yaşamayı düşünüp de yaşayamadığım hayatıma muhteşem bir final düşünürken buluyorum.