Lozan Muahedesinden(antlaşmasından) sonra, ingiltere Avam Kamarasında, "Türklerin istiklâlini(bağımsızlığını) niçin tanıdınız?" diye yükselen itirazlara, Lord Gürzonun verdiği cevap:
"işte asıl bundan sonraki Türkler bir daha eski satvet ve şevketlerine kavuşamayacaklardır. Zira biz onları, mâneviyat ve ruh cephelerinden öldürmüş bulunuyoruz.
Yani Mustafa Kemal ve ismetin verdikleri karar, Türk milletini islâmiyet ve din cihetinden öldürmek kararıdır."
bir de şu haim naum meselesi var. şöyle ki;
Nahum 1919'da, Amerika Birleşik Devletleri'nin eski istanbul büyükelçisi Henry Morgenthau'yla görüşmek üzere Avrupa'ya gitti. Konu Türkiye'nin geleceğiydi. Seyahatinde yeni devletin sınırları , Kemalistlerin fikirleri ve Mustafa Kemal'in kişiliği hakkında sayısız temaslarda bulundu, basın toplantıları düzenledi. Fransız basınında röportajları yayımlandı. Nahum ayrıca Fransa ile Türk milliyetçi hareketi arasında yapılabilecek bir antlaşmayı muhtelif defalar dile getirdi.
Görevinden istifa ettiği 1919'dan Kahire başhahamı seçildiği 1926'ya kadar Paris'te oturan Nahum, bu dönemde de siyasetle ilgilendi. Özellikle Fransız basınında kurulmakta olan Türkiye Cumhuriyeti ve Kemalist akımla ilgili demeç ve röportajları yayımlandı. 1922'de Cumhuriyet'in ilanından önce yeni bir kampanyayla büyük güçlerin Ankara hükümetiyle barış anlaşmaları imzalamaları için çaba gösterdi. Kemalistlerin propagandasını yaptı. 1923'te Türk heyetinde yer alarak Lozan Barış Konferansı'na katıldı. Bu hizmetinden ötürü Türk hükümeti tarafından Efendi unvanı verilerek ödüllendirildi.
Nahum 1926'da başhaham seçilmesi üzerine Kahire'ye yerleşti. Kısa bir süre sonra senatör tayin edildi. Mısırdaki Yahudi Etütleri kuruluşunun kurucularından olan Nahum'un 1934'te iki eseri yayımlandı;
1- Administration des biens privés et des palais royaux (Kraliyet Saraylarının ve Özel Mülkiyetinin Yönetimi)
2- Recueil des firmans impériaux ottomans (Osmanlı imparatorluğu Fermanları).