hayat, elde etmek istediklerine karşı sana asla hoşgörülü davranmaz; aksine elinde olanları da almak için uğraşır. bunu kabul edersen yenilgiyi kabul edersin, elindekileri korumaya çalışırsan sadece yerinde sayarsın. ve karşısında durursan; elindekiler de dahil, kaybedersin. hayatla dost olmayı denersen bu yaptıkların arasında en akıllıcası olur, ama yetmez. yanına onun en büyük düşmanı ölüm'ü de alırsan, işte o zaman kazanırsın. işin sonunda toprağın altında vücudunun tanınmayacak hale geleceği aklının bir köşesinde olursa eğer; hayattan elde etmek istediğin şeylerin sayısı ve değeri azalır ve bu da seni hayatla en kısa yoldan dost yapar. ama eğer isteklerin sadece kendin için değil; insanlık, gelecek, doğa içinse, hatta çevrendiklerin ve soyundakilerin geleceği içinse bile, işte o zaman ölüm'le bile düşman olmalısın. olmalısın ki gözünü hiçbir şey korkutmasın. hayat dediğimiz şey burada okuduğunu sandığın değil aslında. yazdıklarımdan dolayı kötü, hoşgörüsüz ve hırsız gibi görünebilir. ama hayat aslında sadece bencilleri sevmez, onlara karşı böyledir. asla bencil olma ve isteklerin sırf kendin için olmasın. eğer amacın kutsalsa, hayat sana istediklerinden fazlasını dahi verir ama tek şartla !; bu sefer de düşmanın ölüm olur, onunla mücadele vermen gerekir. eğer amacın kutsal değil ise; hayatla dost olmaya bak ve makul şeyler iste, yoksa onun kötü yüzünü görmek istemezsin !