kadın

entry2418 galeri video16 ses2
    120.
  1. aşağıdaki hikayenin sonunda tasvir edilendir;

    her zamanki gibi loştu klüp ve her zamanki gibi boştu insan silüetlerinin içi. 18 yıllık dostluğun verdiği bilinçle, sol tarafının hissiz ve duymaz olduğunu bilen arkadaşı geçip sağ yanındaki tabureye oturdu. her zamankinden isteyip baktı arkadaşının yüzüne; anlamıştı ki, derin bir düşüncenin acıtan hatları tüm ihtişamıyla karartmıştı dostunun yüzünü, böyle zamanlarınında hüsn'le konuşmazdı.. bir dişi hint keneviri sarıp uzattı, sonra düşünceleriyle onu baş başa bıraktı.

    içinden sol yanının titrediğini hissetti hüsn; hafifçe doğruldu taburesinden. içkisinden bir yudum alırken, önce yüzünün aynadaki yansımasına hüzünlendi, hüznüyle sarmaş dolaş olurken gözleri bardaki içki şişelerine daldı.
    "kadınlaaar" dedi hüsn.. derin derin "kadınlaaar" dedi. içki şişeleri tıpkı kadınlar gibi sarstı belleğini.

    işte şu sağdaki uzun, zarif görünen kalın camdan şişedeki içki, zerafetine aldanırsan tez zamanda sarhoş ederdi adamı. üstelik ayıldığında geriye kalan, pekde bir keyif verici an hatırlanmazdı.
    "içini saklamak için dışının zerafetini kullanan kadınlar gibi" diye geçirdi aklından...

    hemen yanındaki kaba saba, büyükçe, pek bir kudretli görünen şişenin içindeki içki, beş şişe içsen bile hafifti. kudretine aldanıp sığınmaya kalksan boş bir yudumlama yüzdesinden geri kalan, akan zaman olurdu salt.
    "güçlü görünmek için kendini vurgulayan, içi boş ve sıradan kadınlar gibi" dedi...

    sol tarafta duran ilginç görüntülü şişe takıldı gözüne, içinde canlı rengiyle parlayan içki, şişede çokda az kalmıştı. eğlendirirdi insanı, içerken tat verir yutkunduktan hemen sonra tadı hatırlanmazdı bile. gülümsedi;
    "an'ları eğlenceli kılan renkli kadınlar, ve gidişleri de gelişleri gibi dokunmayan"...

    büyük bir tezatla yanına iliştirilmiş üsturuplu şişeye baktı uzun uzun... düz, dikkat çekmeyen, hatsız bir şişeydi işte. içindeyse, içildiğinde ne sarhoş eden ne etmeyen, ne tat veren ne vermeyen, kolay sahip olunur, uzun yıllar koltuk altına sıkıştırılıp eve götürülecek türden bir içki vardı. kıstı gözlerini;
    "yorulmayı sevmeyen biz erkekler için evlenilecek kadın" diye fısıldadı...

    derince aldığı nefesi vermek için başını yukarı kaldırdığında, gözlerinin kilitlendiği şişenin -aklını darmadağın eden- hissiyle tuttu nefesini.
    içindeki değerli içkiyi korumak için korku ve güç salan, çekici duruşuyla mağrur, dikkatli bakınca o kırılmaz duruşuyla tezat, ince camdan bir şişeydi. içindeki içkinin el altında gezmeyecek kadar değeri olduğundan ama en önemlisi; onu içebilecek cesarette insan sayısı bin kişide belki bir olduğundan, gözden uzak.. en tepede duruyordu.
    "işte" dedi derin derin soluyarak;
    "işte......... varlığını bilmek yeter!"

    uzun süre ne cümlelerini ne de düşüncelerini toplayabildi. dumanından bir nefes çekip sol yanına üfledi;
    "kadınlaaar" dedi hüsn.. derin derin "kadınlaaar" dedi;

    "kadın vardır; aldatıcı! sarhoş eder, tehlikelidir.. kadın vardır; aldanırsın! boşa zaman kaybıdır.. kadın vardır; eğlendirir! gönlünü hoş eder ve gider.. kadın vardır; evlenirsin! biter..
    "kadın" dedi içinden hüsn... "kadın";
    "kadın vardır; sadece bir yerlerde var olduğunu bilmek bile yeter."

    **
    3 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük