yurdumda çok sık rastlanan babadır. asıl şaşırtıcı olan böyle haberleri ilk kez duyuyormuş gibi hiç böyle olayları görmemiş gibi şaşıran insanların varlığı. eğer gerçekten yaşamamışlarsa çok şanslı insanlar o kesin. zira gün içinde en az bir kere çocuğuna şiddet uygulayan ebeveynle karşılaşıyoruz memlekette. öyle gayet normal bir şekilde çarşıda, pazarda hatta çocuğu 'eğlensin' diye getirdiği parkta 'koşuyor'diye dayak yiyen çocuklara rastlıyoruz.
haberleri okuyup burada isyan ettiğimiz şiddet olayları günlük hayatımızda gayet yanı başımızda rutin olarak devam ediyor hatta belki evimizde. benim 'ölürken çok acı çekiyorlarmış ilaç sıkmayalım, başka çare bulalım' diye eve böcek ilacı almayan munis annem, beni henüz 6 yaşındayken terlikle yerlerde yuvarlayarak dövmüştü. çünkü beni terbiye edeceğine inanıyordu, böyle daha doğru düzgün insan olacağımıza, kötü şeylerle uğraşmayacağımıza, korkuyla sindirmeyle doğru yoldan ayrılmayacağımıza inanıyorlardı. çünkü onlar da öyle terbiye (!) olmuştu. bunun savunulacak yanı yok şiddetin tutulacak yanı yok ama bu süreci anlamak gerekir lanetleyip, küfür ederek sorunu sadece yok sayarız. çocuğunu döven komşunu uyarmadıkça, ailendeki şiddet olaylarına müdahale etmedikçe, duyarlılığını sövmekten daha öteye taşımadıkça çocuklar dövülüyor, kadınlar dövülüyor, hayvanlar eziyet çekiyor.