"ülkesini seven atatürk'ün ilke ve devrimlerine bağlı öğrenciler yetiştirmek" için profesör olmamıştır, çünkü bir profesörün görevi, ülkesini seven bireyler yetiştirmek falan değil, profesör olduğu bilimde yetkin bireyler yetiştirmektir. bilgisini paylaşmaktır, ülke sevgisini değil. komando mu yetiştiriyoruz, polis mi, ajan mı? bilim evrenseldir abiler, yabancı bir profesörü (amerikan olsun mesela) överken nasıl onun amerika'yı seven ve george washington'a gönülden bağlı olup olmamasını zerre umursamıyorsak (hatta bağlı olmamasını tercih ederdik değil mi? objektif olsun isterdik), türkiye'deki bir profesörün de ülkesini sevip sevmemesinin onun iyi bir profesör olmasına bizim gözümüzde hiçbir etkisi olmaması gerekir. kaldı ki adamın vatanını sevmediği iddiası tamamen desteksiz sallama örneği. neden sonuç ilişkisi şu herhalde: "kürtlerin hakkını korucam diyor, demek ki vatanını sevmiyor!" kurulan mantık gerçekten buysa, asıl bu iddiayı atanın kendi vatan sevgisinden kuşkulanması gerek. daha aynı topraklarda yaşadığın, kendi ülkenin vatandaşının hakkının korunmasını istemiyorsun...
"bu demokratların cumhuriyet mitingleriyle alıp veremediği"nin ne olduğunu, elbette özdemir ince'nin alıntıladığı tek cümleden değil, alıntının geçtiği baskın oran röportajının aslından öğrenebiliriz (bu arada, özdemir ince'nin söylediği gibi akşam gazetesinden değil radikal'den o alıntılar):
"Mitingi düzenleyenlerle mitinge katılanları ayırmak lazım. Mitinge katılanlar 'korkanlar', düzenleyenler de onları 'korkutmak isteyenler'di. insanlar, bir korkuyu dile getirmek ve bu korkudan kurtulmak için meydanlara çıktılar. Oysa mitingleri düzenleyenler, Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı, eski Jandarma Genel Komutanı başta olmak üzere, bu korkuyu devam ettirmek, devlet baskısını sürdürmek için onları meydanlara çağırdılar. Yani korkutmak için insanları çağırdılar. Bu mitingleri ileride muhtıralara, darbelere toplumsal gerekçe olarak kullanacaklar. Oysa mitinge katılanlar, cemaat tahakkümünden korkanlardı. Biliyorsunuz cemaat, ideolojisi din olan topluluğun adıdır. Cemaat, feodal dönemin artığıdır. insanlar bu cemaat korkusundan kurtulmak istiyor. Hatta bazıları, cemaat baskısından ancak devlet baskısı sayesinde kurtulabileceğini düşünüyor. "
baskın oran'ı dinciler de sadece tek cümlelik alıntılarla anıyor, dinciler ve tayyip'e yaptığı eleştirileri göstermiyorlar. "işte eğitimli, solcu, ateist vs. bir insan bile askerin tahakkümüne, politikaya karışmasına karşı çıkıyor, demek ki biz haklıyız" diyebilmek için.