bu öykü, söykü'nün soba temalı 15. sayısında yayımlanan bir öykü değil. ancak, yayımlanmak üzere gönderilen öykülerden bir tanesi ve bünyesinde barındırdığı, bence öykü yazımında olmazsa olmaz bir niteliği nedeniyle bu bölüme alma gereği duydum.
- yaşananları, çocuksu bir içtenlikle olduğu gibi aktarabilme yeteneği.
"...Soba, sobayla tanışmam 6 yaşlarımda oldu. Anneanneme gitmiştim daha doğrusu babam ve annem beni birkaç günlük oraya bıraktılar. Ailenin tek çocuğu olduğum için bana gözü gibi bakan ailem bu aralar içinde bulunduğu mali sorunlar yüzünden küçük bir poşete birkaç elbise koyup beni oraya götürdüler. Aslında buraya önceden de gelmiştim ama bu farklıydı bu sefer zorunda olduğum için gidiyordum. Annem, babam ve ben yola koyulduk. Aslında yakındı ama yürüyerek gidiyorduk ve yollar çamurdu. Yaklaşık 3 km yürüdükten sonra anaannemin küçük, soğuk ve küf kokan evine geldik..."
- sözcüklerde hatalar yok mu? evet var! cümle kurgularında yanlışlar? doğru, var! lakin, anlatımın genelindeki saflığa, içtenliğe bakar mısınız!
"...Annem ve babam içeri girmek istemiyordu. Annem bana:
- anaanneni üzme evde kalın giy hasta olma tamam mı benim biricik oğlum. Dedi ve alnıma bir öpücük kondurup beni içeri yolladı. Annem anaannemle konuşurken ağlamaklı konuşuyordu. Evet bu sefer iş ciddiydi. Babam bi on metre ilerde, elinde şemsiyesiyle sigarasını içiyordu. Üstümü giyip onun yanına koştum pantolonum çamur olmuştu..."
- o bir çocuk ve dilinin döndüğünce anlatıyor bize olanları, olduğu gibi, boyamadan, süslemeden, en arı haliyle.
"...Babamın pantolonunu çekiştirerek:
- baba! Neden ağlıyorsun erkekler ağlamazdı hani? Dedim. Babam bana döndü elinin tersiyle gözyaşlarını sildi ve eğildi. iki eliyle omuzlarımı sıkıca tutarak:
- bak, burda uzunca bir süre kalabilirsin ama seni geri alıcaz tamam mı? Söz veriyorum geri gelicez. dedi ve bana uzunca sarıldı. Daha sonra ellerini yanaklarımın üzerine koyarak:
- sen, sen güçlü bir erkeksin ve de yakışıklı oku ve doktor ol tamam mı? dedi. Ve bana tekrar uzunca sarılarak dönüp gitti. Annem gözyaşlarını saklayarak hızlı adımlarla babamın yanına gitti..."
bir yazarda, duygu ve ifade yeteneği olduktan sonra kalan eksik ve hatalar çok çabuk düzeltilip-giderilebilir zira, bilgi ve tecrübeye dayalıdır kalanlar.
dikkatli ve tecrübeli bir okuyucu, 'edebi yazar' kumaşı olanları diğerlerinden rahatlıkla ayırt edebilir. bunun için konu, kapsam, tema, hatta tür ne olursa olsun ilk bakılacak husus 'yazarın içtenliği', ikincisi ise 'ifade yeteneği'dir.
bu bağlamda depresif cocuk, ileride ciddi bir edebi yazar adayıdır ve ben, onun göndereceği duygu yüklü yeni öyküleri de okumaktan büyük keyif alacağımı bilmesini isterim.