"hangi açıdan" dendiğinde, tereddüt dahi etmeden her açıdan diyebilirim. ben bu öyküyü okurken, bir ispanyol yazarın kaleme aldığı güzel bir öyküyü, aynı güzellikteki çevirisinden okuyormuşcasına tat aldım.
yazım tekniği, tümcelerin kurulumundaki zarafet, olay-mekan ve kişi tasvirlerindeki üstün başarı, kararını asla zorlamayan, yerinde ve isabetli tespitlerle profesyonellere taş çıkartacak derecede bir çalışma olmuş bu gerçekten. vauvenargues'i yürekten kutluyorum.
aşağıdaki tümcenin uzunluğuna dikkat çekmek istiyorum. bir paragraf uzunluğunda olmasına ve yalnızca bir virgül kullanılmasına rağmen ne denli akıcı ve anlaşılır.
"...ne zaman dersin orta yerinde sıkılıp etrafıma bakınsam onu mutlaka yanımda ya küçük küçük kâğıtları ağzında çiğneyip bembeyaz birer hamur parçası haline getirdikten sonra önümüzde oturan kızlara tükürürken ya da kalemi silgisi defteri meyve suyu paketi, sahip olduğu tüm eşyaları ile devasa bir kule yapmaya çalışırken görürdüm..."
kimselerin hoşlanmadığı, sevmediği, buna karşın kimi zaman korktukları kimi zaman da özürlü olmasından dolayı anlayış gösterdikleri arsız bir gençle neden birlikte olmak ister diğer bir genç. bakınız! delikanlılığın verdiği deli cesareti, ne derece tatmin edici bir anlatımla işlenmiş aşağıdaki metinde.
"...contreras'ın yanında kalıyordum çünkü bana kendimi hiç olmadığım ve bir daha da olamayacağım kadar özgür hissettiriyordu. sanki o genç yaşımızda tanrı tarafından kuralsızlık ile lanetlenmiş de tüm bu durumdan kendimize pay çıkarır gibiydik. korkusuzduk, içgüdülerine göre hareket eden birer hayvan gibiydik..."
bir mekan ve hemen ardından bağlantılı durum tasviri. her ikisi de kusursuz;
"...odada hemen hiç eşya yoktu, sadece bir köşeye tepe gibi yığılmış çakıl taşları, ne olduğuna karar veremediğim mavi bir sıvı ve boş şarap ve efiesta bira şişeleri vardı. tüm bunların önünde de sessizce bekleyip önlerinde konuşan adama benliklerini kaptıran çakıl taşından farksız dekor niteliğinde çocuklar. contreras kalabalık çocuk grubunun arasına karışmadı, hatta onların hep bir ağızdan verdikleri selama karşılık bile vermedi. kapı eşiğinde bekleyip izledi. ona saygı duyuyorlardı..."
başarılı tespitlerle güçlendirilmiş bir kişi tasviri. lider tasviri mi demeliydim yoksa! her ne şekilde adlandırırsanız adlandırın harika!
"...o yüzüne bağladığı siyah beyaz bez parçasının, başını ve saçlarını tamamen örten kapüşonunun altında çirkin yanıklar ile kaplanmış pembe bir surat olduğunu bilmesem onun hayatımda gördüğüm en karizmatik ve en güçlü insan olduğunu söyleyebilirdim. yaşına göre baya iri gelişmiş omuzları ve deli cesareti ile bu savaş alanında her şeyi yapabilecek bir kahraman gibi davranıyordu. bir aşağı bir yukarı yürüyor, yorulan çocukları önlere sürüyor, taş atıyor arkalardan ispirto dolu efiesta şişelerin kapıp askerlere sallıyor, kaldırımdan söktüğü taşları attığı zaman da mutlaka bizden daha uzağa yetiştiriyordu. asker barikatının arkasındaki komutanlar onun bu gücü yüzünden rahatça dolaşamaz olmuşlardı emindim..."
- hoşgeldin vauvenargues. iyi ki geldin! zihinlerimize hareket, yüreğimize heyecan verdin.