Bilgeadam'da windows xp çökerse, nasıl kurtulacağı hakkında bir konudaydık. O zaman wmware'de ilk kez sanal makinede ubuntu kurmuştum. Sanal makina birkaç ay süründükten sonra, bilgisayarın tek işletim sistemi oldu. GNU/Linux dağıtımını ilk kez deneyen birçok kişi, ubuntu ile bu yolculuğa başlamıştır. Ben de öyle bir başlangıç yaptım; sürücüsü olmayan donanımlar, kişiselleştirme öğeleri vs. vs. nerdeyse her şeyi onda denedim. Ubuntu fcm, çeviri dergide katkıda bile bulundum belli bir süre. Ubuntu türkiye tayfası, o sırada pardus'un tayfasıyla rekabet halindeydi. Bence gerekli olan rekabet ortamı o zaman vardı, birkaç yıl önce olan ortam şu anda yok. Ubuntu, artık son kullanıcıyı önemsemiyor. Kurumsal müşteriler ve mobil platform'a ağırlık veriyor. Gelecek masaüstü, dizüstü ya da netbook ürünlerin de değil çünkü.
Ubuntu, askerdeki acemi birliği gibidir. Herkes orada belli bir süre kalır ve nerede katkı sağlayacağını karar verir. Usta birliği de kendi istediği topluluktur. Ben de pardus topluluğunu seçmiştim. Çeviriler, haber serileri, makaleler derken birkaç yıl öyle geçti. Özgür yazılım, hakettiği yere gelmeye başladı. Makale yazanlarla dalga geçenler, şimdiki gelişimi göremeyen insanlardı.
Windows 8, başka işletim sistemi kurmayı bu kadar zorlaştırdıysa, debian tabanlı ubuntu, linux mint gibi öncü dağıtımlar sayesindedir. Mark Shuttleworth, rms ve onun gibi kahramanlar sayesinde, microsoft birincilikten düştü. Artık insanları istediği gibi sömüremiyor. Elindeki patentler de gittikten sonra, bilişim tarihinde hakettiği yerde, eski bir hatıra olarak anılacaktır. 2008'de başlayan ekonomik kriz, bu gerçeğin ortaya çıkmasını hızlandırdı. Bazen kriz, fırsatla eşit anlamda değerlendirilebiliyor