bugün çok utandım sözlük, insanlığımdan, insanlığın doyumsuzluğundan utandım.
iş yerinde yakın arkadaşımla en üst kattaki sigara içilebilen tek yer olan yangın merdivenin bölümüne çıktık. hem sigara tüttürüp hem de nisanda gideceğimiz yurt dışı tatilinin maliyetini hesaplıyorduk son kez. her şey tamamdı para hazır pasaport lar alındı vizeye kaldı iş. tabi hem içten içe sevinip hem de nisana kadar napıcaz be bir yere de kıpırdayamayız para yok, dışarıda yemeye son verelim, az daha zam olsaydı keşke bu parayla geçinilir mi be; diye söylenirken biz; lavabodan bir ağlama sesi duyuldu baktık ki temizlik görevlilerinden bir abla gözleri dolu dolu söyleniyordu kendi kendine, - ne oldu abla bir derdin mi var hayırdır, diye sorduk.- ben bu parayla nasıl geçineyim başta koca yok, başka ne iş verirler bana dışarıda, bittim ben kızım deyip durdu. maaşının elli lirasını kesmişler sözlük. hem de 800 lira civarında olan maaşını. Üzülme abla, bulunur bir çaresi, yaptıkları elbet onlardan bir gün çıkar, diye saçma tesellilerde bulunduysak ta biz daha çok üzüldük, çok utandık abla bizi farkında olmadan yerin dibine sokmuştu. maaşı bizim kredi kartımızı ödemezdi, ama o kadın o parayla bir ev geçindiriyordu hem de çocuklu bir ev. lanet ettik insanlığımıza. şükretmeyi hatırladık bugün yardım etmeyi de. ama kahretsin yine unuturuz biz bunu. taa ki bir çaresizle daha karşılaşana kadar.