Carleton Coon a göre, insanlar iskelet yapısına göre 5 temel ırka ayrılıyor. Tüm diğer ırkların da, bu ırkların birbiriyle melezleşmesinden ortaya çıktığı kabul ediliyor.
1. Kafkas ırkı (Caucasoid): Kafkasya, Akdeniz, Kuzey ve Doğu Avrupa, Kuzey Afrika, Anadolu ve Hindistan bölgesini kapsıyor. Karakteristik özellikler arasında düz yüz, yüksek alın, ince dudaklar, dar ve öne çıkık burun, dalgalı saç, yüz ve vücutta yüksek kıl oranı, beyaz-kahverengi arası cilt rengi sayılıyor.
2. Moğol ırkı (Mongoloid): Çin, Japon, Eskimo, Ainu ve Amerika yerlilerini(kızılderilileri) kapsıyor. Karakteristik özellikler arasında sarı deri rengi, yüz ve vücut kıllarında seyreklik, yuvarlak yüz, çıkık çene kemikleri, az gelişmiş kaş kemerleri, basık burun ve yüz, kısık gözler, şişkin göz kapakları, düz siyah saçlar sayılıyor. Bir diğer belirgin özellik, erkek ve kadınların dış görünüşlerinin, diğer ırklara kıyasla daha fazla birbirine benzemesi.
3. Kongo ırkı (Congoid): Zencileri ve Afrika pigmelerini (kısa boylu ırkları) kapsıyor. Karakteristik özellikleri çok koyu deri rengi, kıvırcık saçlar, seyrek kıllılık, dar bir baş, ileriye çıkık üst çene, geniş burun, kalın dudaklar, az gelişmiş çene ve dar kalça kemeri.
4. Capoid ırk: Congoidler dışındaki Afrika ırklarını kapsıyor. Çok uzun boy, kahverengi-siyah arası deri rengi ve özellikle kadınların kalçalarında yüksek oranda yağ toplanmasıyla karakterizeler. Bu ırkın en tipik örneği de Buşmanlar.
5. Avustralya ırkı (Australoid): Avustralya başta olmak çevre adalarda yaşayan ırkları kapsıyor. Çok farklı coğrafyalarda yaşamaları nedeniyle ortak özelliklerini saymak diğer ırklara göre daha zor. Ancak, açık deri rengi ve geniş burun, en temel tanımlayıcı özellikleri.
Türklerin ırkı konusuna girdimiz zaman mesele karmaşıklaşıyor bulanıklaşıyor. bu alandaki çalışmalar ilk kez Atatürk döneminde başlamıştır.
Atatürk dönemi tarihçiliği, tarih alanında objektif araştırmaların yapıldığı bir dönem sayılmaz. başta Atatürk'ün manevi kızı afet inan olmak üzere tarihçiler Türklerin köklerinden ziyade onların en saf ve en üstün ırktan geldiklerine yönelik araştırmalar gerçekleştirmişlerdir. elbette o zamanlar da bir tarihçinin Türklerin pek makbul olmayan sarı ırktan (mongoloid) geldiğini savunması beklenemezdi.
türkler gibi bir ırkın kökenini kesin çizgilerle çizmek neredeyse imkansızdır. orta asyada Moğollar, çinliler ve envai çeşit ırkla küçük asyada, rumlar, araplar ve diğer ırklarla kaynaşmıştır.
bu kadar laf kalabalığından sonra asıl meseleye gelirsek; batı, barbar cengiz han ve Moğollar ile türkleri birbirinden ayırmak konusunda isteksiz görünmektedir. türklerde her ne kadar sarı ırktan olmayı kendilerine yakıştıramasalar da cengiz Han'ın mirasının cazibesine kapılmaktan kendilerini alamamaktadır.
bana göre cengiz han'ın Türk olup olmaması zerre kadar önem ifade etmiyor. nereden geldiğimizden çok nereye gittiğimize önem vermeyi öğrenirsek eğer asıl o zaman üstün ırklık iddiasında bulunabiliriz.