bir kaç yıl önce devlet okulunda öğretmenliğe başlamış genç kuzeni bir gün spartakusu çalıştığı ilkokuldaki sınıfına, öğrencilerine tanıtmak üzere götürür..
+ bakın çocuklar bu spartakus öğretmeniniz. o da ingilizce öğretmeni olacak. çok çalıştı*, şimdi de üniversiteye gidiyor. üniversiteyle ilgili öğrenmek istediğiniz şeyleri ona sorabilirsiniz. *
tabi spartakus " üniversite zor mu, orada sınıfta kalmak oluyor mu, karne var mı" gibi sorular beklediği için kendisini ona göre ayarlamıştır. bir de spartakus öğretmen lafını duyunca iyiden iyiye gaza gelmiş, şımarmıştır. arkalardan, o ana kadar sessiz, çekingen olarak gözlemlenmiş kız parmağını kaldırır. soruyu sorar:
- öğretmenim, hani yarasalar ters duruyor ya tavanda... beyinleri akmıyor mu?