1501'de Safevi Devleti'nin kurulmasına kadar, küçük mahalli beylikler tarafından temsil edilen Şiîlik, Safeviler ile birlikte iran'ın resmî mezhebi hâline gelmişti.
1501'de Safevi Devleti'nin kurulması iran tarihi için dönüm noktasıdır. Safevi Devleti'nden önce çoğunluğu Sünnî olan iran, bu dönemde devlet eliyle Şiîleştirildi.
Doç. Dr. Tufan Gündüz, Diyanet islam Ansiklopedisi'ndeki "Safeviler" maddesinde bu değişimi teferruatlı olarak anlatır:
Safevi hanedanı, adını merkezi Erdebil'de bulunan Safevîye tarikatının reisi Şeyh Safiyüddin'den almıştır. Başlangıçta Sünnî olan bu tarikat Hoca Ali zamanında Şiîliğe temayül etti. Daha sonraki dönemlerde tarikatın başına geçen Şeyh Cüneyd, Şeyh Haydar ve Sultan Ali siyasi mücadeleye girdiler, ancak üçü de öldürüldü.
Uzun süre müritler tarafından saklanan Şah ismail, Akkoyunlu Devleti'ndeki taht kavgaları üzerine meydana çıktı. 1501'de Akkoyunlu hükümdarı Elvend'i mağlup ederek Safevi Devleti'ni kurdu.
Safevi Devleti kurulduğu zaman iran'ın büyük bölümü Sünnî idi. Ancak Şah ismail, iran'da Oniki imam Şiası'nın tesisi konusunda kararlı bir yol izledi. Şiîlik iran'ın resmî mezhebi hâline geldi ve devlet eliyle hızlı bir Şiîleştirme politikası takip edildi. Devlet adamları "Tebriz halkının çoğunluğu Sünnî, Şiîliği kabul ettiremeyiz" deyince Şah ismail, "Ben bu yola baş koydum, ben bu yoldan dönmezem. Ya Şiî olurlar ya da kılıcımın tadını tadarlar" demişti.
iran'da Şiî fıkhını bilen ulemanın azlığı yüzünden, Cebel Amul, Kûfe, Lübnan ve Bahreyn'de bulunan Şiî ulema iran'a çağrıldı. Şiî ezanı tesis edildi, hutbelerde ilk üç halifeye ve Hz. Aişe'ye lanet okunması gelenek hâline geldi.
Tebriz meydanında toplanan halka önce Şiî fıkhı anlatılıyor, daha sonra din adamlarının nezaretinde topluca mezhep değiştiriliyordu. Şiîliğe geçmeyen bölgelerde katliamlar yapıldı. Bağdat, Yezd ve Horasan gibi yerlerde kadın çocuk denilmeden on binlerce insan öldürüldü. izlenen kanlı ve acımasız siyaset sonucunda Türkmenler'in ve diğer halkın dini anlayışında köklü değişiklikler meydana geldi.