ilk buluşmamızdı sevgilim, hatırlıyor musun o günü? nasıl da heyecanlıydık ikimiz de, kalplerimizin atışları uzaklardan duyuluyordu. gece boyunca birbirimizi düşünmekten uyuyamamıştık, yine de dip diriydi vücutlarımız. sabahın erken saatlerinde buluşmuştuk, ilk defa.. konuşamamıştık bir süre, kaçamak bakışlarla birbirimizi izlemek o an için kelimelerden daha anlamlıydı. konuşmaya gerek yoktu zaten, birbirimizin nefesini hissettiğimiz her an kelimelerle tüketilmeyecek kadar özeldi. birden elimi alıp avuçlarının içinde tutmuştun, ne yapacağımı şaşırarak çekmiştim ellerimi.. neden bilmem ama utanmıştım o an, içimdeki saf çocuk henüz terketmemişti o zamanlar beni. zamanımız kısıtlıydı ve az sonra ayrılacak olmanın verdiği huzursuzluk henüz gözlerimize çökmemişti. dudak kıvrımlarında gizlenmiş tebessümler eşliğinde sonsuzluğu seyrettik, içimize çektik kokularımızın karıştığı temiz havayı, sanki bir daha yaşayamayacak olduğumuzu bilir gibi.. nasıl geçtiğini anlayamadığım hınzır saatler hızla gelip geçmişti bize kastı varmışçasına, günler geceler de yetmezdi ya birbirimize doymaya, yetinemiyorum azıyla.. anla.. gitme anı geldiğinde nasıl sarılmıştın bana, hala elimi omzuma koyduğumda seni orada hissediyorum tıpkı geri kalan her zerremde hissettiğim gibi. o gün giydiğim mor hırkamı hiç yıkamadım, izlerin hiç silinmesin, kokun hiç kaybolmasın ve ben ömür boyu kutsal bir emanet gibi onu saklayayım istiyorum. o sarılışın... hiç bırakmayacakmışsın gibi.. inandırmaya yetmişti güçlü kolların beni hiç bırakmayacağına. bense bir çocuk gibi gözlerine bakabilmiştim sadece; iki saat sonra buluşacak olsak da seni o an bile özlüyor olmanın verdiği buruklukla ön dudağımı sarkıtmıştım elinden oyuncağı alınmış çocuklar gibi... çocuğuna bakar gibi bakmıştın o an, ela gözlerinden gelen o sımsıcak bakışı nakşettim kalbimin derinlerine sırma ipliklerle, asla unutulmamak üzere.. hiç bırakmayacakmışçasına bir daha sarıldın, bir daha.. gitmeyi hiç istemedim, biliyorsun.. kal dediğinde kalsaydım.. keşke demek istemiyorum artık ama kalsaydım.. ve sen hiç bırakmamak üzere sarılsaydın...