bazen fazla huzurdan ne yapacagımızı sasırıyormusuz gibi geliyor.. bilincli bir sekilde degil, bilincsizce..
celine "hayatta bize en buyuk acıyı verecek seyi arıyoruz ve onun kolesi oluyoruz" der. bu apayrı bir hikayenin konusu elbet, ama bunun light versiyonlarını gunluk hayatımızda yasatıyormusuz gibi geliyor bazen..
hani "huzur mu bıraktın adamda.." diye saga sola saldırırız ya kimi zaman, belli bir yas ve olgunluktan sonra bana insanın huzrunu kendinden baska hic kimse bozamazmıs gibi geliyor acıkcası. sanki ara ara can sıkıntısından bizi huzursuz edecek seyler uyduruyoruz, atraksiyon oluyor, sonra yeniden huzurumuzu bulmak icin debeleniyoruz.. manyak mıyız neden boyle seyler yapalım, degil mi? cevabını bilmiyorum. ama zaman zaman kendime huzursuz edici canavarlar yaratıp sonra da sovalye edasıyla onları oldurmeye kalkısıp, enerji kaybından yorgun argın yeniden kendini bulma seferleri duzenliyormusum gibi geliyor. kendi kendime oyun oynuyorum esasen bir cesit.. hem sovalye hem ejdarha oluyorum.. olen de kazanan da ben oluyorum.. halbuki otur oturdugun yerde..
belki arada huzursuzluk da sart, ki degerini bilelim huzurumuzun, o'nu kaybetmemek icin daha cok ugrasalım.