"...geriye baktığımızda hepsi küçük patatesler gibi gelecekti" diye devam eden, pişmanlık duygusu içinde söylenmiş ve peşi sıra düşüncelerini dudaklarının arasından çıkartmakta olan kişi söylemi.
aslında insanın bir an için kendini hatırlamasıdır. yaşamak için gerekli koşulları sağlamak değildir hiç kimsenin amacı. daha iyi bir hayat, daha iyi bir gelecek vaat etme isteği insanı kör ve sağır etti. bu benim suçum değildi ki. depresyona girmek için bile vakit bulamayan insanlar; sanki bir saniyelik yaşanan huzurun peşinde. bilmem ki nasıl bir şeydir? "böyle bir hayat işte" diye açıklamaktan başka şans bırakmamışlar ki bana. hayal edilen bir şey nasıl gerçekleştirilebilir ki. o zaten o an için akılda veya düşte gerçekleşmiyor muydu? tam bir kavuşma var mıdır ki? şimdi anlıyorum. lisedeyken babamın yanına gidip "baba şuraya gidebilir miyim?" diye sorduğumda cevap alamazdım. adam hayal etmeyi bırakmıştı. onun gerçekliği yarın işe gidip sorunsuzca bir gün geçirip akşam televizyonun karşısında uyumaktı. hep sorgulardım, artık sorgulamıyorum çünkü haklı.