Bugün Boğaziçi üniversitesi'nde "Türkiye ve Oluşan Dünya Düzeni" konulu bir konuşma yapmış dilbilimci, güzel insan, sürekli karşıma çıkan adam.
dilbilim çalışırım o, çeviribilim çalışırım o, göstergebilim çalışırım o, medya çalışırım o. canım.
Ancak kendisini dünya gözüyle görme şerefine nail olamadım. küçücük albert long hall yetmedi chomsky'e... metrelerce kuyruk oldu, çok az insan girebildi salona. Ben de binaya girebildim, ancak sadece alt katta kurulan barkovizyondan izleyebildim.
hayran olduğum terry eagleton'ı bu sene canlı dinleyebilmiştim, chomsky'i ise sadece perdeden izleyebildim. ama olsun. benim bir üst katımda, o anda orada olduğunu bilmek de güzeldi.
keşke daha büyük bir salon tahsis edilebilme ihtimali olsaydı. gerçi boğaziçi'nden başka hangi üniversite chomsky'i ağırlayabilirdi ki...
kendisini seneler önce ilk tanıdığım cümlesiyle selamlamak istiyorum: "Colorless green ideas sleep furiously."