Milles'in (1974), Yeteneksizlikler Kümesi olarak nitelendirdiği Disleksi adıyla tanınan bir okuma bozukluğu vardır.
Bugün disleksi olarak adlandırılan bu okuma bozukluğunu ilk ele alanlar arasında Hinschelwood'u (1917) görebiliriz. Hinschelwood, Kelime Körlüğü (Word bilindness - Cecité verbale) olarak ele aldığı bu spesifik okuma güçlüğünün, korteksteki bir arızadan, sinir sistemindeki bir bozukluktan ileri geldiğini ileri sürer (parietal veya oksipital lobda anormallik).
Orton (1937), Strehosymbolia (sembollerin çarpıtılması) olarak adlandırdığı disleksinin, beyin yapısındaki bir arızadan kaynaklanmadığını, beynin işleyişindeki bir anomaliden geldiğini, bu anomalinin de doğuştan olduğunu savunur. Bu nedenle, disleksili çocukların okurken inversion (kar rak gibi ters çevirme) hataları yaptıklarını, bazı harfleri aynadan görüyormuş gibi ters çizdiklerini, benzer harfleri de karıştırdıklarını kaydeder.