ağlayamamaktan çok daha iyi olan eylemdir bazen. bazen canından çok sevdiği birini kaybeder insan, dualar, tesbih çekerken kenara nohut atmalar, alakasız insanların feryat figanları, kapıya gelen cenaze arabası, uzayan başsağlığı mesajları, acıkan ve hizmet bekleyen taziyeye gelen misafirler, mutfakta biriken bulaşıklardan, bazen anneannesini üzmekten korktuğundan ağlayamaz insan. sonra bir şarkı duyar markette alışveriş ederken, şarkıcı herkesin onu hasta zannettiğini ama aslında yasta olduğunu söylemektedir haykırarak. o an dank eder, ne dünyanın öbür ucu gibi gelen habiblerdeki mezarlık, ne büyükbabanın yaşamayı çok sevip ölümden ölesiye korkması; onu bir daha görememek, onu soğuk ve yalnız bırakıp eve dönme düşüncesi. babadan çok baba olan birinin yitirilip gitmesi... marketin ortasında tutulur ağlamaya insan bazen, durduramaz, durdurmak da istemez, şapkayı indirir gözlerine, çocuk olmak ister, rüyasında onu görmek ister, bazen de yazmak, yazarken ağlamak ve onu ölümsüz yapmak ister. ağlarken susturulmamak, teselli edilmemek, yalnızca gözyaşı dökerek genzindeki tuzu tatmak ister.