Dünya işleyişindeki en önemli değerlendirme kriteri olan iki sıfatın aslında var olup olmadıklarına yönelik sorunsaldır.
Felsefeyle ilgilenenlerin bazılarının dediği gibi iyilik ve kötülük; görece kavramlar mıdır; izafi midirler? Yani herhangi bir kavram, bakan kişinin görüş açısına, zihinsel temellendirmesine ve tecrübesel edinimlerine göre iyi yada kötü yanda görülebilir mi?
Kötülük; Holywood filmlerinde üçgen vücutlu, adonis kaslı, yakışıklı akörlerce yada uzun bacaklı, dolgun göğüslü, seksapalitesi tavan yapmış aktrislerce oynanan dünyaya türlü oyunlarla hükmetmek için insanoğlu tarafından kutsal sayılan her olguyu görmezden gelen güçlü, zeki, yaratıcı, korkutucu, tehlikeli ve olağan dışı uyarıcı etkilere sahip karakterlerin kimlikleri mi dersiniz?
Kötülük; sonunun insanoğlu tarafından getirilebileceğinin bilincinde olan, kutsal kitaplarda şeytan olarak adlandırılan metafiziksel bir boyuta geçmiş, yaşayan gerçek bir varlığın kimliği mi dersiniz?
Peki ya iyilik? iyilik nedir?
Hayır; iyilik kutsal kitaplarda okuduğumuz ve bazılarımıza can sıkıcı ve renksiz gelen bir nutuk değildir.
Hayır; iyilik boğucu, nedensellikten yoksun kurallar, kanunlar zinciri olarak da nitelendirilemez.
Hayır; iyilik korkunç tanrısal tehditlerden korunmak için yapılması zorunlu olan davranışlar da sayılmamalıdır.
Zorunluluk ve zorlama duygusu ile oluşmayacak olan iyiliğin var oluşuna; öncelikle iyiliğin gerekliliğine inanmakla başlayabilir insan. Peki dünyada kötülük olarak adlandırılacak herhangi bir eylem olmasaydı şayet, iyilik olarak adlandırılacak eylemler gerekli olabilirmiydi?