ırkçılığı nasıl tanımladığımıza göre değişir. ırkçılık insanların kabiliyetlerinin genetiğinde olduğunu savunan bir siyasi görüştür ve bilimsel dayanakları vardır. (evrim teorisi, antropoloji gibi, kimilerine göre çarpıtmadır bunlar) nazilerden sonra yasaklanan görüş de tam olarak budur. atatürk buradan baktığımızda bir biyolojik ırkçı değildi, kesin biliyoruz bunu. ancak konuşurken belirli bir ırk (çok sevimsiz bir kelime) adına konuşmak, bir ırkı yüceltmek ve hatta hatta bir ırkı yüceltmeyi ülkü edinmek de ırkçılıktır. burada yine bakış açımız devreye giriyor, bir topluluğu yüceltmeye, ilerletmeye çalışmak kötü bir olay olmadığı için kavram da habis bir kavram olmuyor. asimilasyon olayı ise zaten ulus devlet geleneği. şimdi kimileri için kötü bir kavram gibi gözükse de zamanın dünyasında öyle değildi. mesela günümüzde çok sevilen demokrasi kavramı da 100 yıl sonra iğrenç bir kavram olarak gözükebilir nihayetinde.
